HABERLERDEN ESİNTİLER
“İçişleri Bakanı Abdulkadir AKSU’nun tüm illere gönderdiği bir genelgeye göre; ‘TRAFİK POLİSİ; Milletvekillerine, sivil ve asker tüm yargı mensuplarına, üst düzey bürokratlara, yabancı diplomatlara ceza kesemeyecek’
Bu imtiyaz (ayrıcalık) bizde yeni bir şey değil. Ülkemizde dokunulmazlık zırhına bürünmüş nice kimselere, bırakın Trafik Polisi’nin ceza yazmasını, çok ağır, örneğin ‘cinayet’ gibi suçlar dışında işlem yapmak, işlem yapılsa bile davacı olmak, davacı olunsa bile cezaya mahkum etmek, öyle kolay kolay mümkün olmaz.
Şimdi soracaksınız : ‘Hani demokrasi demek, kanunlar önünde istisnasız, herkesin eşit olması demekti; hani biz imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir ulustuk?’ diye.
Ancak kim geçse başa, kafa aynı kafa!. Toplum olarak genel tabiatımız ve zihniyetimiz de maalesef bu şeylere müsait. Boşuna denmemiş ‘Türk’ü saltanat, Kürt’ü inat yıkar’ diye…
‘’Paraları böyle saçıyorlar. FORMULA-1 için 153 milyon Dolar harcandı ama yarış pisti hala bitirilemedi. Yarış iptal edilirse halkın cebinden çıkan trilyonlar yanacak.’’
İstanbul-Tuzla’daki pistin temeli 10 Eylül 2003’te atılmıştı. Pistin maliyeti 60 milyon dolar olarak hesaplandı. Sonra yolsuzluk iddiaları çıktı. ‘Para bitti’ dendi. İnşaat çok yavaşladı. Dünyaya rezil olmamak için İstanbul Belediyesi ile Valilik devreye sokuldu. Harcanan para 153 milyon doları buldu. 19 MAYIS 2005 itibariyle yarışa hazır hale gelmesi gereken pist inşaatı yine de tamamlanamadı.
Bunun anlamı şu ki; ne yaparsan yap, YOLSUZLUK denilen illet bir türlü önlenemiyor. Tıpkı bilhassa, 1983-2003 arasında başlanıp da bitirilemeyen ya da yanlış yapılan inşaatlar ve çürümeye terk edilen tesisler için havaya savrulan, yere gömülen 140 katrilyon TL. (100 milyar Dolar); bankalardan açık/gizli ceplere akıtılan ya da buharlaşan yine toplam bir 100 milyar dolar; son olarak, bazı bankaların patronlarında tahsilatı mümkün değil gerekçesiyle silinen 40 milyar dolarlık devlet alacağı gibi.
Burada acı olan, vahim olan bir de şu var ki; onlarca milyar dolarlık dosyalar kapatılıyor da, vatandaş Ahmet Efendi’nin üç kuruşluk icra dosyası hep sıkı takipte kalıyor. Hani 10 liralık kredi borcu faizi için mal beyanında bulunmadılar diye, birer gün hapis cezasına mahkum edilen ve kasaba cezaevinde ancak bir kişilik boş yer olduğu için sıraya sokulan vatandaşlarımızı anımsadık da…
31 MAYIS TOKAT GAZETESİ