TOKAT’taki SULUSARAY (Sebastapolis) (2)

TOKAT’taki SULUSARAY (Sebastapolis) (2)

TOKAT’taki SULUSARAY (Sebastapolis) (2)

28 MART 2004’de yapılan Belediye seçimlerini takip eden günlerde ziyaret ettiğimiz SULUSARAY’da, belediye yönetiminin el değiştirmesi sonucu karşımızda çiçeği burnunda bir Başkan bulmuştuk: Hacı Bekir CORUH. Kendisini, sanat tarihi öğrenimi görmüş bir eğitimci, çevreci bir kültüre sahip, memleketine hizmet etmeye son derece istekli ve azimli bir kişilik olarak tanımıştık.
O günlerde yeni Belediye Başkanı’nın devir-teslim aldığı Belediye’nin durumu ve ilçe içinde yaptığımız bire bir gözlemler itibariyle edindiğimiz izlenimlerle, bugünlerde oradan aldığımız taze bilgileri karşılaştırdığımızda SULUSARAY’ın aradan geçen yaklaşık iki buçuk yıllık süre içinde umulanın da üstünde bir gelişim gösterdiği kanaatına vardık. İnşallah yapılan hizmeti, çıplak gözle de gider görürüz. En başta alt yapıya ağırlık verilerek; içme suyu şebekesi, kirli su şebekesi parke yol yapımı, iş makinası, hizmet binası, çevre düzenlenmesi vb. hizmetler gerçekleştirilmiş.
SULUSARAY, yaklaşık 5000 (beşbin) nüfuslu bir kent. İlçe olarak bağlı köyleriyle toplam nüfusu ise 13.000 dolayındadır. Sulusaray’ın asıl özelliği ve ilginçliği, bir antik kent (Sebastapolis) harabeleri üzerinde oturmakta oluşudur. Ve yanıbaşında modern kaplıca tesisleri olan şifalı suların varlığıdır.
Tıp literatürüne geçmiş sıcak kaynak sularıyla sağlık turizmine açık kaplıcanın mevcut otel ve motelleri ihtiyaca cevap vermekle beraber, iyi bir çevre düzenlemesi ve yeşillendirilmesi konusunda İL ÖZEL İDARESİ’nin ilgi ve desteğine gerek vardır.
İçiçe geçmiş üç halkalı SİT alanı üzerine yerleşik SULUSARAY’ın esas gelişmesi, antik kent Sebastapolis harabelerinin gün ışığına çıkartılıp tarih ve kültür turizmine açılmasıyla gerçekleşecektir. Bu konuda ciddi anlamda ilk projeli çalışma, merhum Vali Recep YAZICIOĞLU zamanında 1987-88 yıllarında, TURİZM-KÜLTÜR Bakanlığı ve İL ÖZEL İDARE destekli ve FRANSIZ kazıbilim (arkeoloji) heyetinin katkısıyla olmuştur. Bu çalışma sonucu çıkartılan bir kısım kitabeli taşlar açık bir alana konulmuş; yine açığa çıkartılan hamam, tapınak ve sur gibi yapılar da öylece bırakılmıştır. Yani, kazıların arkası maalesef gelmemiştir.
TOKAT’ın EFES’i denebilecek nitelikteki harabelerin tamamen kurtarılması ve kültür-tarih turizmine açılabilmesi, öncelikle SULUSARAY’da yeni bir imar ve iskân planının hayata geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Bunun başarılması ve arkeolojik kazıların sürmesi de ancak ve ancak başta KÜLTÜR ve TURİZM BAKANLIĞI olmak üzere, ilgili kurumların ve TOKAT VALİLİLİĞİ (İl Özel İdaresi) nin eşgüdümlü destek ve katkılarıyla sonuç verecektir.

21 EYLÜL TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir