By BEHZAT KONAĞI
Şehrimizin kadım semtlerinden Behzat caddesine GOP Bulvarı tarafından girip tarihi Saat Kulesi’ne doğru bir yüz metre kadar ilerlediğinizde, değişik yapıda iki katlı beyaz bir bina dikkatinizi mutlaka çekecektir. Çünkü bu bina, son dönem Osmanlı mimarisinin, çatı saçaklarındaki ahşap işçilik bezeme sanatıyla, pencerelerinde yuvarlak cumbaları ve her odanın, her cumbanın üzerinde piramitsel çatılarıyla tipik bir örneğidir. Biraz daha yaklaştığınızda binanın alnındaki levhayı okursunuz: “BEHZAT KONAĞI TOKAT KÜLTÜREVİ”
Eski, tarihi (200 yıllık) ve metruk, harap bir binayı aslına uygun şekilde onarıp (banka kredisiyle bir risk alarak) ona, tarih ve kültür kenti TOKAT’ta turistik ve kültürel bir işlev kazandırmak, sadece bir cesaret değil, bilgi, birikim ve idealist bir yaklaşımda gerektirirdi.
İşte gerekli olan cesaret ve idealist yaklaşımı, ilimizin kültür ve turizmine kamusal anlamda yıllar yılı büyük bir hizmet vermiş ve halen de vermekte olan üç arkadaş göstermiştir. Davut TUNÇBİLEK, Hüsnü KÜÇÜKARSLAN ve Selahattin ADIGÜZEL.
Bu üç idealist arkadaş, önce ev sahibiyle kira sözleşmesi ve ardından ‘Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Sivas Bölge Kurulu’ onayının alınmasını takiben MAYIS/2006 tarihinde onarım işine soyundular. İşin ehli ustalarla birlikte kendileri de bizzat çalışarak beş ay süren titiz bir uğraş sonunda, RAMAZAN başlangıcı 23 EYLÜL 2006 günü, ‘Behzat Konağı – Tokat Kültürevi’ ni güzel bir törenle hizmete açmayı başardılar.
‘BEHZAT KONAĞI’nın özelliklerini kısaca anlatalım: Kapı eşiğinden içeriye ilk adımı atıp Taşlık denen uzunca bir giriş sonunda bir dinlenme yeri, yanı başında iş odası ve kiler. Bu bölümün altında geniş bir mahzen (eskinin soğuk hava deposu). Dinlenme yerinden merdivenli üst kata çıkış. Sahanlığın bir yanında geniş bir mutfak ve bitişikte banyo ve tuvalet. Öbür yandan salona geçiş: geniş ve ferah bir sofa (hol) ve bunu çevreleyen beş tane oda. Konağın her yeri otantik (gerçeğe uygun, özgün) mefruşatla döşenmiş ve her köşesinde geleneksel (etnoğrafik) eşya. Konak, adeta etnoğrafik bir müze görünümünde.
BEHZAT KONAĞI, böylesine ilgi çekici ve sevimli bir müze gibi olmasının ötesinde, konuklarına yöresel Tokat mutfağının enfes yemeklerini (et dolma, bakla dolma, mumbar dolma, bat, keşkek, yaprak sarma, helle çorba, bacaklı çorba, mantı ve tatlı çeşitleri) sunmaktan haklı bir övünç duyuyor. Ve yine haklı olarak daha çok ilgi bekliyor ve hiç olmazsa kendisini ayakta tutacak oranda daha çok konuk bekliyor.
Tokatlılar olarak, BEHZAT KONAĞI gibi özgün ve otantik mekânları ayakta tutmamız, yaşatmamız gerektiğini bilmeliyiz. Bilmeliyiz ki yarın bir gün kapısına kilit vurulmasın ve onca emek boşa gitmesin…
25 NİSAN TOKAT GAZETESİ
