Mustafa Sabri Efendi Vakfı

Mustafa Sabri Efendi Vakfı

Mustafa Sabri Efendi Vakfı

1994 yılında TOKAT merkezinde, yardıma muhtaç kişi ve ailelere yiyecek ve giyecek yardımları yapmak gayesiyle Sulosokak’taki tarihi yapı Suluhan’da bir VAKIF kuruluyor. BELEDİYE AŞEVİ de burada açılıyor. O tarihte Belediye Başkanı İnş. Y. Müh. Nizamettin Aydın. Kurulan Vâkıfa, Belediye Meclisi kararıyla verilen isim: MUSTAFA SABRİ EFENDİ. Vâkıfın kurucu heyetinde Tokat’ın kalburüstü kişileri yer almış. VAKIF bir aşevi olarak 13 yıldır muntazam hizmet veriyor.
Peki kimdir bu, Belediye Aşevi’ne ismi verilen Mustafa Sabri Efendi? Herhalde o zaman soran olduysa, şöyle denilmiştir: Tokatlı din alimi ve Osmanlı Devletinin son şeyhülislamı. Bu tanımlama dışında. Anılan kişinin siyasi yönü üzerinde kimse durmamış. Ta ki, gazeteci-yazar Rıza Zelyut’un Güneş Gazetesinin 2 Nisan 2007 tarihli sayısındaki köşesinde; Hoca Sabri Efendi’nin, Mustafa Kemal Paşa ve Kuvayı Milliye hareketine karşı çıkmış ve Sevr’i imzalayan Damat Ferit Paşa hükümetinde yer almış bir düşman işbirlikçisi olduğunu ileri sürerek gündeme getirmesine kadar.
Mustafa Sabri Efendi’nin özgeçmişine bir bakalım: (TOKAT 1869KAHİRE 1954), ilköğretimini Tokat’a yaptı. Kayseri’de Hoca Emir ve İstanbul’da Ahmet Asım Ef.’den icazet aldı. 1869’da Fatih Camiinde Müderris oldu. 2. MEŞRUTİYET ilan edilince Tokat’tan mebus seçildi. Damat Ferit Paşa Kabinesinde şeyhülislam oldu.(1919) Sadrazam Paris Konferansına gidince ona vekâlet etti. İstiklal Savaşı’na karşı çıktığından ‘Yüzellilikler’ ile beraber ülkeyi terk ederek Yunanistan’a gitti (1922). Oradan Hicaz’a gitti, buradan da Mısır’a geçti ve Kahireye’ye yerleşti. Kur’an, kelam, tefsir, felsefe konularında Türkçe ve Arapça eserleri vardır.
ATATÜRK, ‘Nutuk’ adlı eserinin iki yerinde ‘İngiliz Muhipleri Cemiyeti sözde başkanı Sait Molla’nın asıl başkan Rahip Frew’e yazmış olduğu Mektuplar” ve; ‘Ulusal Güçlerin Çalışmalarını Sürdürme Konusunda Kamuoyunu Yoklama’ başlıklı bölümlerde Mustafa Sabri Ef.’nin karşıcıl eylemlerini not etmiştir. Yine Turgut Özakman’ın ‘Şu Çılgın Türkler’ adlı belgesel romanında gaflet ve ihanetleri nedeniyle. Büyük Zafer’in (30 Ağustos 1922) ardından Türkiye’den kaçan ve vatandaşlıktan atılan ‘yüz elli kişi’ arasında Hoca Sabri’nin de adı geçmekte ve eylemleri açıklanmaktadır. Bu ‘yüzellilikler’ 1938’de affedildiler. Bunların bir kısmı yurda döndü. Mustafa Sabri dönmedi. Oysaki dönebilir, bir özeleştiri yaparak TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ne bağlılık duygusu gösterilebilirdi.
Anılan VAKFIN kurucu üyesi Tokat Millet-vekili Resul Tosun, Güneş Gazetesi yazarı Rıza Zelyut’a verdiği cevapta; “Şimdi bakınız, biz geçmişteki siyasi ihtilafları günümüze taşıyarak toplumu germek yerine, kişilerin olumlu ve değerli özelliklerini öne çıkararak bir barış ortamı oluşturmak durumundayız. Nasıl? Aynen Nazım Hikmet olayında olduğu gibi… Bu Vakıf Tokat’a hizmet ediyor, binlerce Tokatlının ihtiyacını karşılıyor. Dolayısıyla bu vakfın ismine takarak yayın yapmanın bir faydası yok. Yarın mahkemeden bir çıkar da “bu ismi değiştirin’ derse, biz yargıya saygılıyız, isim değiştirilir” demiştir.
Yine, anılan Vakfın kurucu başka bir üyesi olan TOKAT Milletvekili Ergun DAĞCIOĞLU da aynı konudaki bir soruya; ‘ATATÜRK affetse de ben affetmem deme lüksü sözde demokratlara yakışır, bana yakışmaz’ şeklinde cevap vererek olumlayıcı bir eğilim göstermiştir.
TÜRKİYE bir hukuk devletidir. Konu Yargı’ya intikal ettiğine göre çıkacak yargı kararına saygıyla uymaktan başka bir tavır olamaz.

27 NİSAN TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir