GAZETESİ SEÇİM

GAZETESİ SEÇİM

GAZETESİ SEÇİM

Sosyopolitik anlamda SEÇİM genellikle toplu bir iradenin, birden çok aday arasında bir tercih yapması işlemidir. Bazı durumlarda, yetkili bir kişi de seçime benzer bir tercih yapabilir ve bu işleme de seçim denir. Örneğin, Cumhurbaşkanı, yetkili kurul veya kurumlarca kendisine sunulan adaylar arasından Anayasa Mahkemesi’ne üye, ya da üniversitelere rektör atayabiliyor ve Anayasa bu işlem için ‘seçim’ terimini kullanıyor. Yine siyasi partiler meslek odaları, sendikalar ve derneklerin kendi üyeleri arasından gizli oyla yönetim ve denetim kurullarını belirlemeleri de ‘seçim’ oluyor.
Genelde ‘seçim’, ya da ‘seçimler’ denilince, ‘genel seçim’, yani ‘MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ’ ve ‘Yerel Seçimler’, yani Belediye Başkanı, Belediye Meclisi, İl Genel Meclisi ve Muhtar seçimleri akla gelir. Çünkü burada bütünüyle ülkenin, ilin, şehir ve beldenin, köy ve mahallenin yönetimi söz konusudur.
Tabii ki ‘yönetim’ veya ‘yönetme’ işi de, sadece seçimlerle başlayan ve belirlenen bir iş olmayıp, sürekli ve sistematik şekilde işleyen bürokrasiyle, yasaları ve kararları uygulamakla yükümlü kamu görevlileri eliyle yürütülür.
Yönetim sisteminin tamamına ‘Devlet’ diyoruz. Devletin üç temel görevi vardır: 1-Yasama, 2-Yürütme, 3-Yargı.
Devletimizin, TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ’nin kuruluş felsefesi, ilkeleri, geçirdiği evreler bellidir ve bir anayasası vardır. Anayasamıza göre Türkiye Cumhuriyeti laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir. Ayrıca ATATÜRK İlkelerine, adalet ve insan haklarına saygı ve bağlılık esastır.
Seçme ve seçilme hakları, temel hak ve özgürlükler cümlesinden olup, sandık başına gidip oy kullanmak, aynı zamanda bir yurttaşlık görevidir. Her yurttaşın kendi özgür iradesiyle oy kullanması elbette çok önemlidir.
Ancak, çağdaş demokrasilerde artık bu da yetmiyor. DEMOKRASİ artık, Meclis, iktidar, muhalefet kurumları ve bürokrasiyi de aşarak sivil toplum kuruluşlarının, basının (medya) ve sade yurttaşın çok daha katılımcı olabildiği, aktif rol üstlendiği ve ‘yönetişim’ kavramını gündeme taşıdığı dinamik bir sürecin adıdır.
Seçmenler olarak sadece seçimden seçime oy kullanmakla yetinmeyip, katılımcı demokrasiyi işletmeli ve ‘yönetim’ kavramını ‘yönetişim’e çevirmesini bilmeliyiz. Örneğin, bundan sonraki seçimlerde, önümüzdeki dört-beş yıl içinde liderler sultasına son vermenin, dokunulmazlık zırhından (kürsü dokunulmazlığı saklı tutulup) milletvekilliğini arındırmanın, yöneten-yönetilen eşitliğini sağlamanın yöntemlerini de aramalı ve bulmalıyız.
22 TEMMUZ 2007 MİLLETVEKİLİ SEÇİMLERİ, şimdiden ülkemiz ve milletimiz için hayırlı ve uğurlu olsun…

20 TEMMUZ TOKAT

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir