HAKKIMIZDA HAYIRLISI
Ülkemizin siyasî gündeminde öne çıkan konular her ne olursa olsun, tartışmaya açılmalarıyla beraber, çoğu kez özünden ve ekseninden saptırılıp gerilim, hatta, kriz ortamlarına sürüklendiği görülür. Bir ‘gerilim’ biter bitmez hatta bitmeden başka bir gerilim; bir kriz bitmeden başka bir kriz başlar. Zannedersiniz ki bu ülkede bir ‘kriz üretim merkezi’ var.
Yıllardır sürüp gelen krizlerimiz de var. Ayrıştırmacı, kutuplaştırmacı ve çatıştırmacı küresel bir plan, ‘Yeni Dünya Düzeni’ veya ‘Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’ gibi tezgâhları, işbirlikçilerini ve taşeronlarını kullanarak, eşbaşkanlarını da devreye sokarak deyim yerindeyse tıkır tıkır yürütülüyor.
Örneğin ayrışmacı ve bölücü krizle, yıllar sonra o noktaya gelindi ki, bölünmez bir bütün olan ülkemizin bölünmesi için bugün ne lâzımsa herşey artık açık açık yapılıyor.
Ve bütün bu gerilim ve krizler, içeride ve dışarıda birilerinin ekmeğine yağ sürüyor, şeytanın değirmenine sürekli su taşınıyor.
Ekmeğe sürülen yağlar, değirmene taşınan sular öyle fele fese değil; ülkenin bütün kaynaklarına el konuluyor; CUMHURİYET’in 87 yıllık bütün kazanım ve birikimleri küresel soyguncuların açık pazarı oluyor. Böylece geniş halk kitleleri zengin kaynakların fakir bekçileri haline geliyor.
Bugünlerde yeni bir kriz de, ‘referandum’ olayıdır. Yani ‘EVET’ mi, ‘HAYIR’ mı meselesi ‘ EVET’çi propagandaya göre millet 12 EYLÜL’de ‘evet’ derse sanırsınız ertesi gün hepten demokrat olacağız. Oysaki hiç alâkası yok. Ortada tam bir kandırmaca var. Çünkü ortada halkoyuna sunulacak yepyeni ve çağdaş bir anayasa olmayıp bir kaç maddelik değişiklik paketi vardır. Bu da ‘ tartışmalı’ durumdadır. Bu paket, geniş toplumsal bir mutabakat ve genel bir uzlaşı (konsensüs) ile değil; siyasî iktidarın tek yanlı tasarrufu ile hazırlanmıştır.
Ne diyelim, sonuçta HAYIR’lısı olsun diyoruz.
18 AĞUSTOS TOKAT HABER GAZETESİ