TOKAT’TA TRAFİK VE TOPLU TAŞIMACILIK
İnsanların topluca yaşadığı bir yere şehir (Kent) denilebilmesi için belirli ölçütler (kriterler) vardır. Nedir bunlar; 1. Nüfusu fazla olacak (Bundaki ölçü genelde 30.000 ve üstü kabul edilir. Bundan az ise kasaba, çok daha az ise – 2.000-‘nin altında-köy’dür.) 2. Nüfusunu doğru düzgün barındıran çok sayıda konutu olacak. 3. Nüfusunun türlü gereksinimlerini (ihtiyaçlarını) karşılayan kurum ve kuruluşları olacak. Bunu biraz açarsak; kentte oturan nüfusun başlıca geçim ve uğraş dalları ticaret, zanaat, hizmet, sanayi ve yönetim işleri olacağına göre tasarlanması ve somutlaşması gereken alt yapı tesislerinin, kurum ve kuruluşlarının bulunmasıdır.
Elbette ki bir kent, nüfus ve konut yığınları demek değildir. Yerleşimin her açıdan sağlıklı ve planlı bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekir. Buna da kentçilik (şehircilik) veya şehir plancılığı denir.
Saydığımız ölçütler açısından yaşadığımız kent, nasıl bir kenttir? TOKAT nasıl bir şehirdir? Bunu köşemizin sınırı ölçüsünde bugünlük sadece trafik ve toplu taşım noktasından irdeleyelim. Ulaşım hizmetlerinin kent yaşamındaki önemi malûmdur. Şehrimizin ulaşımı; trafik akışını sağlayan bulvar, cadde, kavşak, meydan, sokak vb. alt yapı itibariyle çokta rahat bir konumdadır diyebilir miyiz? Bunu anlamak için ister motorlu taşıtla olsun, ister yaya, trafiğin içine girdiğinizde hemen anlarsınız. Elbette ki şu son bir iki ay içerisinde gerek çevre yolunun gerekse Behzat Bulvarı’nın Karşıyaka’ya direkt geçişini sağlayan yeni kavşak düzenlemesinin hizmete girmesi ve Taş Köprü’nün yaya trafiğine açılması olumlu gelişmelerdir.
Ancak başka gelişmelere de ihtiyacımız var. Ne gibi derseniz? Bir defa şehrimizde haddinden fazla otomobil var, belki bunun yarısından fazlası da her gün trafiğin içindedir. Otopark yeri sayısının yetersizliği de trafik akışını olumsuz etkiliyor. Bulvar ve caddelerin kaldırım kenarları otopark gibi kullanılıyor. Demek ki otopark sayısını artırmak gerekiyor. İkincisi alt ve üst geçit yetersizliğidir. Daha doğrusu alt geçit hiç yok. Oysaki bir şehirde mutlaka olması gerekir. Şehrimizde ilk etapta Cumhuriyet Meydanı’nda Hükümet Konağı ile Belediye arasında bir alt geçit yapımı (Yer Altı Çarşısı ile de bağlantılı şekilde) çok iyi olur. Zaten orada bir alt geçit düşünülüyordu. Ama Karayolları İdaresi onay vermiyordu. Şimdi ise çevre yolu devreye girdiğine göre artık bir mani kalmadı. Yine âcilen bir alt veya üst geçit gereken yer G.O.P Bulvarı üzerinde, Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ve İmam Hatip Okulu’nun bulunduğu mevkidir ki, öğrenciler ve diğer yayaların can güvenlikleri için elzemdir. Çünkü bu mevkide sık sık kazalar oluyor.
Üst geçittense alt geçit tercih edilmeli. Sebebi de insanların alt geçit kullanmaya daha meyyal oluşudur. Bu tecrübeyle sabit. Şehrimizde bazı üst geçitler var ki üstünden geçen yok. Tabiî ki nerede alt geçit, nerede üst geçit yapılacak kararları Belediye’nin ve şehir plancılarının işidir. Bizimkisi sadece gözleme dayalı bir yorum yapmaktır.
Kazalara dâvetiye çıkartan bir mevki de Sivas caddesinin Adliye Sarayı ile İşeri Tesisleri arasındaki kesimdir. Bu kesimde genellikle hız limitlerinin aşıldığı gözlemleniyor. Bu arada kayda değer şeyler arasında kavşakların yeterli sayıda olması ile buralardaki trafik işaretleri düzenlerinin (Sinyalizasyon) zamanlamalar bakımından en uygun aralıklarla işletilmesi de akla geliyor.
Bir şehirde toplu taşımacılık çok önemlidir. O denli önemlidir ki ortalama yaşam kalitesini belki de en çok etkileyen bir katkısı söz konusudur. Çünkü bu sistemi kullananların yüzde doksanı özel arabası olmayanlardır. Dolayısı ile bu insanlar kendiliğinden çevre dostu olmuş oluyor. Bir şehir trafiğinde özel oto sayısının çok fazla artmaması, hattâ bir sınırda durması lazım. Artacak yolcu talebini toplu taşımacılık karşılayacaktır. Yani şehirdeki ulaşım hizmetindeki ağırlık toplu taşımada olmalıdır.
Şehrimizde metro yok, tramvay yok, büyük meydanlar yok. Bir tane meydanımız var. Toplu taşıma hizmeti sadece Belediye halk otobüsleri ile sağlanıyor. Belediye bu hizmeti ihale yolu ile özel şirketlere devretmektedir. Son 20-30 yıldır hemen her şehirde böyledir. İşte bundan dolayı Belediye özel halk otobüslerinin kaliteli hizmet verme sorumluluğu öne çıkıyor. Nasıl ki toplu taşımayı kullanan kentliler, kent yaşamına ve ekonomiye artı bir değer katmış oluyorlarsa, bunu karşılığında konforlu bir ulaşım hizmetinin de bunlara verilmesi lazım.
Toplu taşımacılıktaki hizmet kalitesi nasıl ortaya çıkar? Şöyle: 1. Çeşitli hatlarda kullanılan minibüs ve otobüs sayısı, her hattın ortalama yolcu sayısına göre, sıkışıklığa sebep olmayan bir oranda olmalı ve en uygun zaman cetveli uygulanmalıdır. Ayrıca yolcunun yoğun olduğu saatlerde sefer sayısının sıklaşması herhalde gereklidir. 2. Şoförlerin yolculara, yolcuların da şoförlere ve yolcuların birbirlerine karşı davranışları mutlaka medenice olmalıdır. Özellikle şoförler, bayan yolculara karşı hitap ve davranışlarında çok daha nazik olmalıdır.
Bir şehirdeki ulaşım hizmetleri; şehrin imar planından tutun ilgi li ve yetkili birimlerin sorumluluk paylaşımlarına, trafik kurallarının harfiyen uygulanmasına, bütün sürücülerin ve yayaların kurallara dikkatle uymalarına değin birçok faktörün bileşkesinden oluşuyor. Hizmet kalitesi de bu bileşkedeki uyumla orantılıdır. Bilhassa toplu taşımacılıkta BELEDİYE, kontrol ve denetim sorumluluğundan kendisini soyutlayamaz.
28 MART TOKAT HABER GAZETESİ