ACI DENEYİMLER
ADANA DEPREMİ, TÜRKİYE’yi derinden sarstı. Bu sadece, kaybolan canlar ve ekranlara yansıyan felaket görüntülerinden kaynaklanan acı ve hüzünden ibaret değil. Kafalarımıza, daha doğrusu düşünen kafalara dank eden bazı sorulardan da ileri geliyor.
Niçin bizde her deprem bir felakete dönüşüyor? Depremin şiddeti
dereceyi geçti mi, mesela (6.3) veya (6.5) veyahut (7) oldu mu, halimiz harap. Eloğlunun memleketinde değil 6.3; 7,8 hatta 9 şiddetindeki depremlerde bile kimsenin burnu kanamıyor. Niçin?
TÜRKİYE, Dünya deprem kuşağında bulunuyor. Ülkemizin %85’i hafif, orta ve ağır derecede depremlerin tehdidi altında.
Bu gerçek bilindiğine gör, hele hele ilgili ve yetkililer bilmek zorunda olduğuna göre, bize bugüne dek ne yapmak düşerdi? Cevap çok basit: önlem almak ve önlemleri sürekli geliştirmek. Esasen TÜRKİYE nice büyük depremler gördü… nice felaketler yaşadı. Yani bu konuda epeyce deneyimli bir ülke. Ama ne çare ki, deneyim ve birikimlerinden yararlanmadığı için hep aynı acılar yaşayan bir ülke.
Ve bu yüzden olsa gerek, en revaçta olan müzik; arabesk müzik; en çok rağbet gören, kasetleri en çok satanlar da arabesk müzik yapanlar. Konserlerinde yer yerinden oynuyor. Acılı arabeskin fanatikleri stadyumları tarumar ediyor.
“Deneyim ve birikim” dedik. “Deprem konusunda olsun” diğer afetlerde olsun, bunca acılar yaşamış TÜRKİYE ne yapmalıydı?
Felsefe, bilim, teknoloji ve mühendislik neyin veya nelerin yapılmasını gerektiriyorsa herhalde onu yapmalıydı…
– Çarpık kentleşmeye-dur! demeliydi.
– Zorunlu yapı sigortası yasasını çıkartmalıydı.
– İnşaatlar proje safhasından itibaren kademe kademe denetlenmeliydi.
– Bir inşaatın tüm aşamaları meslek kuruluşlarının onayından geçmeliydi.
– Belediyelerde inşaat malzemesi ve yapı harcını kontrol edecek bir laboratuvar kurulmalıydı.
– Belediyeler bağlı ‘Yapı Polisi’ kurulmalıydı.
– Deprem sonucu ortaya çıkacak her türlü olumsuzluğu gidermeye yönelik planlar geliştirilmeliydi.
– ‘İnşaat müteahhitliği’ kavramı yeniden gözden geçirilmeliydi. (Herhâlde bu meslek ehliyetsiz kişilerin elinden alınmalıydı.)
– Özel kurtarma ekipleri, BELEDİYE itfaiye örgütlerinin bünyelerinde her an eğitimli ve göreve hazır halde bulunmalıydı.
– Depremzedelere yapılacak her türlü yardım daha akılcı ve pratik usullere bağlanmalıydı.
– Deprem tehdidi altındaki hassas yörelerde depreme dayanıklı özel yapı teknikleri öncelikli olarak uygulanmalıydı.
– İnşaatlarda proje denetimi, malzeme denetimi ve işçilik denetimi bir bütün olarak düşünülmeli ve ödünsüz uygulanmalıydı.
Bütün bu önlemleri aldıktan sonra ancak: “Allah beterinden esirgesin!” deme hakkına sahip olabilirdik.
Hoşça kalın…
3 TEMMUZ TOKAT GAZETESİ