ADIYAMAN’da 3 GÜN (4)
(KOMMAGENE UYGARLIĞININ KEŞFİ):
Kommagene Uygarlığının keşfi tamamen tesadüftür. Osmanlı Toros ordularında görevli olan Alman Subay Helmut Vol Moltke’un 1838 yılında bir görev gezisi sırasında devasa heykelleri görerek, bunu Prusya Kraliyet Akademisi’ne bildirmesi üzerine olay Almanya’da yankılanır.
2150 m. yükseklikteki heykellerin sırrını çözmek için ilk keşif gezisi 1882 yılında iki Alman arkeolog tarafından yapılır. Daha sonra Osman Hamdi Bey araştırmalar yapar.
Sistemli arkeolojik kazılar 1938’den sonra başlar. Kommagene Uygarlığının sırları bu işe ömürlerini adayan Alman Karl Dörner ile Amerikalı Theresa Goel’un çalışmaları sonucu gün yüzüne çıkmaya başlar.
1938’de başlayan kazılar, aralıklarla 1985 yılına kadar sürer. 1950’lerde bu uygarlıkla ilgili çok sayıda kitabe ve eser ortaya çıkartılır. Bunlardan taşınabilir olanlar civar illerin müzelerine gönderilir. Gaziantep Müzesinde Kommagene uygarlığıyla ilgili pek çok eser sergilenmektedir.
(DİĞER TARİHİ VE TURİSTİK YERLER):
ANADOLU BASINI’nın sorunlarıyla ilgili olarak, 2 Kasım 2000 günü, Adıyaman Halk Eğitim Merkezi Salonunda yaptığımız toplantından sonra turistik gezimiz başladı. Yola çıkmadan önce Adıyaman Müzesi’ni gezdik. Adıyaman Müzesi, tıpkı Tokat Müzesi gibi, etnoğrafik nitelikli zengin bir müze. Bu müzede, Adıyaman’daki höyüklerin (höyük üst üste yıkılıp yığılmış eski yerleşim yeri) krokilerini gördük. İl içine yayılmış höyükleri yerinde görmeye vaktimiz elvermedi. Bu höyüklerdeki kazılar da henüz bitmemiş. İlimizin Zile-Maşat Höyük, Erbaa-Horoztepe ve Sulusaray höyükleri gibi.
Gezimizin birinci durağı KARAKUŞ TEPESİ oldu. Adıyaman’ın 49 km. doğusunda, kırma taş ve çakılların yığılmasıyla oluşturulmuş, 21 metre yükseklikteki tümülüs anıt-mezarıdır. Tümülüsün etrafında 9’ar metre boyundaki 4 adet sütun üzerinde boğa, salan, kartal ve tokalaşma figürleri yapılmış. M.Ö. 1. yy dan kalma Karakuş Tümülüsü de Nemrut Tümülüsü gibi Kommagene Krallığına ait bir eser.
İkinci durağımız, CENDERE (ROMA) KÖPRÜSÜ oldu. Adıyaman şehrine 55 km. uzaklıktaki CENDERE KÖPRÜSÜ, Tarihin bilinen ilk köprülerinden biridir. Kâhta çayı üzerinde kurulmuş, 2000 (ikibin) yıldır bir taşı düşmemiş bu köprüden biz de geçtik, bitişiğindeki kır kahvesinde kısa bir mola verdikten sonra Nemrut Dağı’na doğru yolumuza devam ettik.
(SÜRECEK…)
10 KASIM TOKAT GAZETESİ