AF (2)
“… unutmayalım ki affetmek, insanı yücelten çok güzel bir davranıştır”.
Tamam da… Hani yine 70’li yıllarda serbest bırakılan bazı anarşistlerin mahkemelerde hâkim ve savcılara hitaben (Devlet’i kast ederek) ‘Siz bizi affetseniz de biz sizi affetmeyeceğiz’ sözlerini hatırladık da… Hem sonra, ırz düşmanı sapıkları, iki bilezik için kadın öldürenleri, çocukları ağaca bağlayıp bıçakla delik deşik edenleri, masum insanları parasına tamamen veya keyf için öldüresiye döven veya öldüren zorbaları affetmek, acaba insanı yücelten çok güzel bir davranış mı olur??
Ayrıca bu gidişle, devlet ve milletle savaş halindeki terör örgütlerinin elebaşları dışındaki elemanları af kapsamına alınır ve bunlar da dışarı çıkarsa ne olacak? Bunları o örgütler rahat bırakır mı? Bunlar ıslah olmuş mudur? Yaptıklarından pişmanlık duyguları içinde midirler? Dağlarda eşkıyalık yapmaya ve sonra cezaevinde yatmaya alışmış kişiler, dışarda normal hayata nasıl geçecekler? Bunlara kim iş verecek; şu anda ülkede yüzbinlerce işsiz genç dolaşırken? Nasıl olacak bu işler?
“Af çıkaralım” diyen siyasilerin bunun gerekçelerini ve aftan sonra sorunları çözebilecek projelerini de millete açıklamaları gerekmez mi?
Vel’hasıl af konusu, çok karışık bir meseledir. Aslına bakarsanız, halen yürürlükteki infaz yasasında zaten ‘şartlı tahliye’ şeklinde af uygulanıyor. Mesela 10 yıl ceza yiyen 5 yıl yatıp çıkıyor. Yeni infaz yasası, merhum Turgut ÖZAL’ın başbakanlığı döneminde yürürlüğe girmişti.
Gündemdeki “genel af” teklifi ne getirip ne götüreceği belli olmayan tehlikeli bir oyundur. Kaderin bir cilvesiyle içeri düşmüş gerçek ‘kader mahkûmları’ affolsa mesele yok. Ya öbürleri?. Aftan sonra suçlarda ve terörde artış olursa bunun vebali kimden sorgulayacak? Hem sorulsa ne olacak? Dedik ya, af konusu çok karışık bir mesele…
Hoşça kalın…
28 TEMMUZ TOKAT GAZETESİ