By AĞAÇSIZ KALDIRIMLAR, ÇİÇEKSİZ KAFESLER VE DİKENLİ TELLER…
Son yıllarda şehirlerimiz büyüdükçe, haliyle yeni yol ve yeni kaldırımlar yapılıyor. Bu yeni yol ve kaldırımların dayanma süreleri, artık yapanların insafına kalmış bir keyfiyet olup, bazıları üç beş gün sonra bozulmaya başlıyor. Bu mühim bir mesele olmakla beraber, bugün ki konum bu değil.
Bugün diyeceğim şu ki bu upuzun kaldırımlara bir tek fidan dikilmez mi? Hiç ağaçsız kaldırım olur mu? Ağaçlı kaldırımlar, parklar ve benzeri yeşil alanlar bir şehrin nefeslendiği yeşil diğerleridir.(??)
Eski kaldırımlarda eski ağaçlar, eskilerin diktiği ağaçlar. Onların da bir kısmı kurumuş, bir kısmı kesilmiş, bunların yerine yenilerini de dikmemişiz. Yeni kaldırımlarda ise tek bir ağaç yok, bir iki vatandaşın Allah rızası için diktiği bir iki fidan var sadece. Bu kaldırımlarda fidan dikmeye mahsus soku yerleri de yok, son yıllarda buna da lüzum görülmüyor artık. Sanki hiç fidan dikilmeyecekmiş gibi!
Tokat, sekiz on yıldır, düzenli bir imar hareketi değilse de, belirli bir inşaat faaliyeti içinde. Nüfus artışına paralel yeni iskân alanları, eski arsalarda apartmanlar, eski ahşap evlerin yerinde yeni konutlar, eski veya yeni evlerin zemin katlarındaki pencerelerdeki cumba ve ağaç kafeslerin yerini de demir parmaklıklar aldı. Bu demir kafeslerin içinde küçük saksılarda çiçek yetiştirip, tabiatın birazcık yeşillik ve güzelliğini de katsak fena mı olur?
Muhteşem Ali Paşa Camii’nin yan bahçesinde vaktiyle Gazezoğlu Şükrü Efendi’nin yetiştirdiği o nadide güllerin yerinde yeller esiyor. Bildiğim, vaktiyle o güzelim güller çalınmasın diye duvar parmaklıklarına çekilen dikenli tellerin hala yerinde durduğu. Caminin cephe duvarı içinde dikenli çit çekili. Dikilen fidanlar artık iyice büyüdüğüne göre bu dikenli çitlere ne lüzum var? Saathane arkasındaki küçük bahçesinin duvarları üstünde de yine çirkin görüntülü dikenli teller! Bu dikenli tellerin orada neyi koruduğu da meçhul. Cami ve okul çevrelerinde dikenli teller hiç yakışık almıyor.
7 HAZİRAN – SESİMİZ GAZETESİ
