AKBELEN!
(Tutkunluk ve Birlik Ruhunun Adı…) (2)
AKBELEN’in ekonomisi, tarım ve hayvancılığa dayalıdır. 6200 dekar (dönüm) ekili arazinin 4500 dekarı sulanabilmektedir. Sulanabiliyor, çünkü beldenin göleti var. Kasabanın 4 km. kuzeybatısında ormanla kaplı derin vadide yer alan göletin suyu, kar-yağmur ve kaynak sularıyla toplanıyor. Ürün çeşitliği, Akbelen tarımının karakteristik özelliği. Öyle ki hem Kazova’ya, hem de Artova’ya özgü ürünler Akbelen’de mevcut. Burada yetiştirilen ürünler önem sırasına göre şöyle sıralanıyor:
Şekerpancarı, vişne, domates, patates, yeşil-kuru fasulye, buğday, salatalık, soğan, sarmısak, ceviz, badem, elma, kiraz, şeftali, tütün, ayva, mahlep, biber, nohut, mısır, karpuz, ıspanak, pırasa, lahana, kızılcık, patlıcan, havuç…
Tarım ve hayvancılık kültürü oldukça ileri seviyede olan AKBELEN’de üç haneden birinde traktör var. Traktör ekipmanların römork, pulluk, muhtelif patoz, tırmık, mibzer vs.’dir. HAYVANCILIK: 18 hanede toplam 2500 kadar yerli ırk koyun var. Büyükbaş hayvan (sığır) ise 2000 dolayında; bunun 1950’sini yerli cins, 80’ini kültür cinsi oluşturuyor. Hayvancılığa ağırlık veren 80 hane Akbelenli, yazın hayvanlarını yaylaya çıkarmaktadır.
AKBELENLİLER bu yıl yaylaya çok daha rahat çıkmanın sevincini yaşadılar. Çünkü yeni yayla yolu yapılmış ve hizmete açılmıştı.
Belediye Başkanı Zülfikar TANKUÇ’un daveti üzerine, 1 AĞUSTOS 2003 Cuma günü, AKBELEN YAYLASI’na biz de çıktık. Gazetemizden ekip olarak (Zeki Özdilek, Ahmet Camgözoğlu, Fatih Kılıç ve ben) TOKAT merkezine 23 km. mesafedeki beldeye 20 dakikada vardık ve Belediye binasının önünde durduk. Bizi Başkan TANKUÇ karşıladı. Burada bir süre sohbet ettikten sonra, kasabanın (1) km. üzerindeki ALABALIK tesislerine gittik.
AKBELEN ALABALIK TESİSLERİ (AKBALIK) bir ekonomik
üretim tesisi olmanın ötesinde, harika bir mesire (piknik) yeri. Oraya vardığımızda TOKAT’tan gelmiş birçok ailenin piknik yaptığını gördük. Burada alabalıklar, istediğiniz üzere, hemen havuzundan çıkarılıp ızgara, tava, güveç veya fırında pişirilip servis yapılıyor.
Bu arada başkan Zülfikar Bey, bize yayla yolunu göstermek istedi. Kendi kullandığı hizmet arabasına bindik. Önce (3) km yukardaki gölete geldik. Buraya kadar düzgün bir yol varmış. Ama bundan sonrasında olmayan yol, 1. bölümünde anlattığımız üzere yapılmış ve hizmete girmiş. (7) km’lik bu yolu rahatça ve nefis orman manzaraları seyrede-ede tırmandık ve nihayet Topçam dağındaki Akbelen Yaylasına vardık. Yayla, 6000 dekarlık bir otlak (mera). Burada yayla evlerini gördük ve yaylacılarla görüştük. Merada sürüler yayılıyordu. Resimlerini çektik ve bir kısmını 5 AĞUSTOS’ta yayımladık. Dağın tepesinde buz gibi soğuk, pırıl pırıl berrak, yumuşak ve içim çok hoş yayla suyunu, gürül gürül akan pınarından içtik. Mis gibi yayla havasını içimize çektik. Demek ki yayla keyfi bir başka oluyormuş…
Yazımızı burada noktalarken, temiz yürekli, çalışkan ve üretken Akbelen halkına selam ve sevgilerimizi iletir, değerli başkan Zülfikar Tankuç’a teşekkür eder, önümüzdeki dönemde de hizmet makamında görmek istediğimizi belirtiriz.
Hoşça kalın…
17 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ