ALİ PAŞA HAMAMININ UĞRADIĞI FELAKET!…
21 Eylül’ü 22 Eylül’e (1989) bağlayan gece yarısı, tarihi Ali Paşa Hamamı, kıyamet kopuyormuş gibi müthiş bir patlamayla sarsıldı. O saatte çevrenin duyduğu dehşet bir yana, hamamın patlamadan sonraki halini görenler, hüngür hüngür ağlayası oldular. Hamamın bütün iç kısmında hayır kalmamış, yer yerinden oynamış. Patlamanın şiddetinden kubbelerin kurşun kaplamaları bile yerinden fırlamış. Can kaybı olmayışı Allah’ın bir lütfu. Patlamadan henüz 1 saat önce hamamda yıkanan insanlar varmış.
Türk hamamlarının en güzel bir örneği olan, 1572 tarihinde Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Ali Paşa tarafından, Sultan 2. Selim devrinde yaptırılan Ali Paşa Hamamı, zaman zaman onarım görmüş, özellikle iç kısmı aslına aykırı olarak değiştirilmiştir. Bu onarım ve değişikliğin veya ilavelerin rastgele yapıldığına dair uyarılar, bizim SESİMİZ’de çıkmıştır. En son, hamamın bir halvetinin sauna şekline çevrilmesini ve buradaki yanlışlığı bundan 5-6 ay önce, Ethem Çatalbaş eleştirmişti.
Eleştirdi, eleştirdik… Yazdık, çizdik… Peki ne oldu ki? Hiiç, ne olacak? Aynı taş, aynı hamam!.. Üstelik aynı hamam bile yok şimdi ortada…
Söylemiyor, yazılıyor, çiziliyor, uyarılıyor da bürokrasi, ilgili ve yetkili makamlar niçin öyle duyarsız, vurdumduymaz oluyorlar? Bu da bir hayli yazılıp çizilmiş ve tartışılmıştır Türkiye’de… Sistemin köhnemişliği, aşırı merkeziyetçilik, yetki ve sorumlulukların yanlış paylaşımı gibi hususlar…
Tokat’ımızın gözbebeği, Türk-Osmanlı mimarisinin şaheser bir örneği olan Ali Paşa Hamamı’nın uğradığı bu felaket karşısında üzüntümüz sonsuzdur.
Ali paşa Hamamı’nın aslına en uygun biçim de, bir an evvel onarılmasıyla teselli bulabiliriz ancak…
Ali Paşa Hamamı’nın içindeki bu grizu patlaması, kafaların içinde de yankılanır inşallah…
26 EYLÜL – SESİMİZ GAZETESİ