“BARIŞA GİDEN PASAPORT” (1)
Bir yıllık takvim içinde birçok kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütlerinin ve uğraş dallarının belirli gün ya da haftaları vardır. Milli ve dini bayramlarla tarihi, ilimi, edebi önemlerinden dolayı anılan kişi ve olaylara ait günler de vardır. Bütün bu gün ve haftaların, sosyal, kültürel veya ekonomik hayatımızda, hem geleneksel anlamda, hem de belirli gün veya haftanın konusuna ilişkin irdeleme, öneri ve katkı anlamında vazgeçilmez bir yer tuttukları görülmektedir.
Belirli haftalardan bir tanesi de TURİZM HAFTASI’dır.
Her yıl 15-22 NİSAN günleri, TURİZM HAFTASI, Ülkemizde 26 yıldır kutlanan ve hafta boyunca turizm adına yapılan çeşitli etkinliklerle değerlendirilen bir özel hafta olmaktadır. Bir konu, bir uğraş veya sektöre özel bir zaman ayrılınca da doğal olarak, o alanla ilgili düşünce, fikir eleştiri, ve öneriler gündeme çıkmaktadır.
DÜNYA TURİZM ÖRGÜTÜ, turisti: “Barışa giden pasaporttur” diye tanımlıyor. Dünyadaki ülkeler arasında ne kadar çok sayıda turist dolaşır ise, dünya barışının kurulma olasılığı da o denli artacaktır. Ancak dünyada asgari bir güvenliğin olması da turizm adına şarttır.
Turist, adı üstünde tur yapan, gezen, seyahat eden insandır. Kendi ülkesinde değişik yörelere veya yabancı bir ülkeye ya da ülkelere gezmek, görmek, dinlenmek, eğlenmek üzere gidip özel harcama yapan turistlerin, ekonomiye de özel bir katkısı olmaktadır.
Turizmin sosyal ve kültürel işlevi yanısıra ekonomiye olan katkısı bilhassa öne çıkmaktadır. Çünkü turizm para kazandıran, döviz getiren bir olgudur. Turizm bir yönüyle DOLAR demek, MARK demek. Bundan dolayıdır ki, ülkeler arasında daha çok turist çekme eylemi bir yarış halini almıştır.
Turizmdeki rekabet olayı, sektördeki kalite ve eğitimi de ön plana çıkarmaktadır.
Günümüzde turizm olgusu çok çeşitli alanlara yayılmıştır. Turizmin başlıca çeşitlerine bir göz atalım:
– Güneş ve deniz turizmi
– Kültür, tarih ve doğa turizmi
– Eğlence turizm
– Spor turizmi (olimpiyatlar, kayak, rafting, dağcılık çeşitli yarışmalar vb.)
– Kırsal turizm
Bugün dünyamızda en çok sözü edilen güneş ve deniz turizmiy le başa baş giden bir “KÜLTÜR ve TARİH TURİZMİ, git gide önem kazanmaktadır. Bir örnek verirsek, Fransa’nın başkenti PARİS, kültür ve tarih yönü ağır basan ve eğlence sektörüyle birlikte işleyen turizm sektörüyle her yıl 10 milyon yabancı turisti tek başına çekebilmektedir. 10 milyon turist, yılda bizim ülkeye gelen turist sayısıyla eşittir.
TÜRKİYE’nin bugün çektiği turist, FRANSA’nın sadece başkentinin çektiği turist sayısına ancak denk olabilmektedir. Kaldı ki PARİS’e bırakılan turizm gelirinin daha fazla olduğu da kuşkusuzdur.
14 NİSAN TOKAT GAZETESİ