BASINDAN BEKLEDİKLERİMİZ (1)

BASINDAN BEKLEDİKLERİMİZ (1)

BASINDAN BEKLEDİKLERİMİZ (1)

Bir ülkedeki siyasi sistemin hürriyetçi demokratik olduğunun söylenebilmesi o ülkede “Hür Basın” olup olmadığına bağlıdır. Çünkü, hürriyetçi demokratik rejimlerin temel öğelerinden birinin “Hür Basın” olduğu tartışmasız kabul edilen bir esastır. Yine kabul edilmektedir ki, basın hürriyeti, sadece basın mensuplarına tanınan bir hak olmayıp, tüm vatandaşları ilgilendiren bir hak olmayıp, tüm vatandaşları ilgilendiren “Haber Alma Hürriyeti”nin bir gereğidir.
Bir ülkede “Hür Basın”ın varlığından söz edilebilmesi için gereken genel esaslar hakkında uluslararası belgelerde görüş birliği mevcuttur. Mesela, 1948 İnsan Hakları Bildirisi’nin 19. maddesi ile Avrupa Konseyi İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi’nin 10. maddesi; düşünce ve söz özgürlüğünün, bilgi ve haberleri her araç ile “aramak”, “elde etmek” ve “yaymak” haklarını gerektirdiğini belirtmiştir. Anayasamız da 28. ve devamı maddelerinde “Basın Hürriyeti”nin ön şartı niteliğindeki bu hakları dikkate alarak yapılanmıştır.
Hak ve hürriyetlerin sınırsız olmaması bunların niteliklerinin doğal sonucudur. Zira sınırsız şekilde kullanılabilen bir hak, başkalarının hak ve hürriyetlerine zarar verir. Aynı nedenle Basın Hürriyetinin temel esasları, ön şartları olarak yukarıda belirttiğimiz “Aramak-elde etmek-yaymak” hakları da sınırsız değildir. Basın hürriyetine ilişkin hakların kötüye kullanılmasının önlenmesi maksadıyla da hem Anayasal, hem yasal düzenlemeler yapılmıştır. Uluslararası belgelerde de basın hürriyetinin düzenlenmesi anlamında bir sınırlamanın yasalarla yapılabileceği kabul edilmiştir.
Bu konuda genel-geçer kabul şöyledir: Basın ve Haberleşme Hürriyetleri, demokratik bir toplumda zorunlu önlemler niteliğinde olarak; milli güvenliği, toprak bütünlüğünü veya kamu güvenliğini, düzeni korumak, başkalarının şöhret ve itibarını korumak, gizli bilgilerin ifşasına engel olmak, hukukun üstünlüğünü ve adalet gücünün tarafsızlığını sağlamak için kanunla belirli şartlara, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabileceği öngörülmüştür.
Hürriyetçi demokrasilerde en önemli ve etkin denetim aracının hür ve bağımsız Basın olduğu kabul edilir. Basın, devlet mekanizmasını ve hükümet icraatını, çağdaş hürriyetçi demokrasilerde denetleyebilmektedir. Basın, bu önemli işlerinden dolayı, adeta 4. Kuvvet, bir “kontrol erki” durumundadır. Burada birinci sorun, basın hürriyetinin kötüye kullanılmasının önlenmesi ve basına yüklenen kamusal görevleri sorumluluk bilinci ile yerine getirmesinin sağlanmasıdır. İkinci sorun ise, Basın’ın kimin tarafından denetleneceğidir.
Basın hürriyetinin kötüye kullanılması halinde, devlet otoritesinin harekete geçmesi doğaldır. Bu şekilde Basın’a yönelebilecek aşırı müdahale ve siyasi baskılara fırsat vermemek için, hür basının bünyesine uygun başka bir denetim yöntemine ihtiyaç duyulmuştur. Böyle bir ihtiyaçtan “Basında öz-denetim” sistemi doğmuştur. Basında Öz-denetim, başka bir deyişle Batısında Otokontrol sistemi, bütün demokratik ülkelerde uygulanmaktadır.
Basın’la ilgili bu genel yorumlamadan sonra, yarın Türk Basını konusuna girmek istiyoruz.
Hoşça kalın…

7 KASIM – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir