“BECERİ KAZAN, İŞ SENİ ARASIN!” (3)
Bu bina, başka bina… Tokat Beceri Kazandırma Kursları binasının yavruladığını söyledi Hüsnü Küçükarslan. Ana binanın iki yanında, temrin malzemesi ve kursiyerlerin el emeği de katılarak meydana getirilmiş. Bir tanesi mermer atölyesi olarak hizmete girmek üzere. Bu konuda özel girişimcilere örnek olacak. İlimizin nadide mermerleri ta Kırşehir’deki atölyelerde işleniyor. Şimdi sıra bizde.
Törende yaptığı konuşmada Milli Eğitim Müdürümüz Ö. Osman İlbeyoğlu: “Yaygın eğitim faaliyetlerinin sonu gelmez. Bu faaliyetler ırmak gibi akıp gidecek ve deryasına ulaşacak. Destek veren Devlet, gönül veren meslektaşlarımız ve hevesle bu kursları bitiren vatandaşlarımız oldukça dereler ırmak olacak” diyordu.
Gerçekten de ırmağın akışını görür gibi olduk, binadan içeriye girince. Bir yanda yine bayan kursiyerlerin ürettiği orijinal giysi ve çeşitli makine nakış ve el işlemesi ürünlerin sergisi. Öte yanda, başta Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nun gayret ve himmetiyle Türkiye’de ilk defa Tokat’a nasip olan Bedensel Özürlüler Kursları…
“Bedensel Özürlükler Kursları” demek; başkalarına yük gibi görülen, bir kenara itilen ve hatta dilenen yurttaşlarımızın bir beceri ve meslek sahibi olup, para kazanmaları ve hayata dönmeleri demek. Ayakkabı, terlik, deri giysi imalat atölyelerin de hummalı bir şekilde çalışan, üreten ve yaptığı işi gayet şık ve sağlam yapan sakat vatandaşlarımızla iftihar ettik.
O binanın üst katındaki ipek halı dokuma atölyesini de gezince içimizde güler açtı adeta. Burada 30 kursiyer genç kız, 30 tane ipek halı dokuyorlardı harıl harıl. “Beceri Kazandırma” programında TOHAP da var. Yani, Tokat Halı Pazarlama.
“Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.” Beceri Kursları binalarının duvarlarında asılı pankartlardaki sözler, besbelli ki lafta kalmıyordu. Çünkü Tokat Halk Eğitimi Merkezi: “Beceri Kazan bizimle kendi işini kendin kur!”, “Altın bilezik tak, aranan adam ol!” diyordu ve dediğini de yapıyordu. Mezradan, köyden, kasabadan kopup gelen vasıfsız, düz veya ham işçi denilen insanımız, Halk Eğitimin 3 aylık kurslarından geçip aranan vasıflı işçi oluyordu. Son birkaç yılda böylesi 298 kurstan başarı belgesi alan 5200 vatandaşımız, iş ve emek pazarında ön saflara geçmişlerdir. Şimdi onlar işi değil, iş onları arıyordu.
Onlar yazımıza başlık olan sözün de ispatlayıcısı oldular. Ne mutlu onlara!
Ne mutlu çalışan, üreten insana!
20 HAZİRAN – SESİMİZ GAZETESİ