BELEDİYEMİZE BİR TEKLİF
Hava gibi, su gibi yaşam çevremizi oluşturan onsuz hayatın olmayacağı elementler (öğeler) vardır. Bunlardan biri de ağaçtır, çimendir, çiçektir, tek deyişle “yeşil”dir.
Yeşil ve yeşillik!… “Yeşil” adına bugün batı dünyasında siyasi partiler bile kuruluyor. “Doğa Korumacıları” “Çevreciler” diye adlanan sayısız dernekler, yalnız şehir ve kasabalarda değil, dağlarda bile etkinlik gösteriyor.
Şimdi gelelim, bizim yeşille aramız nasıl, ona bakalım… Hiç uzağa gitmeden kendi çevremizde, kendi şehrimizde bakalım. “Yeşil TOKAT” diye anılan şehrimize… Gerçekten yeşil mi Tokat? Şairin: “Tokat’a girerken bir derin- Vadi var, her taraf yeşil- Ben hep gece geçtim oradan-Bir su gibi dibinden ekinlerin” dediği gibi mi? Belki ilk bakışta hala öyledir. Amma velakin kişi başına düşen yeşil alan hesabına gitsek acaba nasıl bir sonuç çıkar?
Kendimizi aldatmazsak park bahçe gibi şehrin içinde olması gereken yeşil alanlar yeterlidir diyebilir miyiz? Eski Belediye Başkanı Hüdayi Sayıbaş döneminde, Taşköprü’den Löğep mevkiine kadar Yeşilırmak boyunca sağlı-solu oluşturulan yeşil bant müstesna… O zaman “Allah razı olsun!” Dedik, yine diyoruz. Ancak daha böyle çok yeşil alana ihtiyacımız var. Mesela tarihi kalemizin yamaçları ve Haç dağı niye yeşilliklere bürünmesin? Nefes alınacak, içimizi serinletecek gezi ve mesire yerleri olmasın? Ve şehrimizin yakın çevresinde başka mesire yerlerimiz olmasın?
İşte size bir teklif! Belediye Başkanımız İsmet Saraçoğlu’na bir öneri!… Uzunburun mevkiinde, Tokatspor Sosyal Tesisleriyle ırmak arası ve batı tarafından 30-40 dönümlük alan. Belediyemize ait ve üstelik imar planında park-bahçe olarak gözüküyor. İşte bu alanı, ağaçlı, çiçekli, çeşmeli havuzlu, minyatür oyun alanlı bir kültür parkı haline getiremez miyiz? Böylece baharın, yazın, yayan dahi gidebileceğimiz güzel bir mesire yeri olmaz mı?
Olur…Bal gibi olur. Elverir ki hemen bir karar verelim ve şimdiden projesini yaparak işe başlayalım.
30 EYLÜL – SESİMİZ GAZETESİ