BİLGİ ÇAĞI VE TALİBAN KAFASI
“Bilgi ağı dünyayı sardı. Dünyamızda gizli saklı, uzak-yakın diye bir kavram artık kalmadı. İçinde bulunduğumuz hızlı iletişim ve bilgi ağı bütün dünyaya yayılıyor.”
Bilginler de zaten çağımızı “Bilgi Çağı” olarak tanımlıyorlar. Dünya ülkeleri bilgi çağına geçiş için milyarlarca dolar harcıyorlar. Ve artık “network toplumu”, “dijital evrim” gibi çağdaş kavramlarla tanışır olduk. 21. yüzyıla girerken aklı başında her toplum, bilgi çağına ayak uydurabilmek için birbiriyle mücadele eder hale geldi.
Şu demek ki bilgi çağına geçiş, uluslararası bir yarış olmuştur.
Biz bu yarışın içinde miyiz, yoksa dışında mı? Ülkemizin gündemini keşke bu soru ve bu soruya bağlı konular oluştursaydı, ne iyi olurdu. Hani, gündeme çıkan ve biz uğraştıran konulara bakınca, acaba biz bu yarışın ve çağın dışında mı kalıyoruz diye bir endişeye kapılıyoruz da…
Ülkemizin gündeminden bir örnek verelim ve durup bir an düşünelim; 4 ay önce yönetimi ele geçiren radikal İslam Taliban hareketi, son iki hafta içinde Cebel Sarac’a doğru ilerleyince bölgede korku yarattı. İnsanlar tası tarağı toplayıp kitleler halinde devrik lider Rabbani ve General Raşid Dostum’un denetimindeki topraklara doğru yola koyuldu.”
Taliban hareketiyle Afganistan’da olup bitenler bir hayli derslerle dolu. Tabii alanlar için. Rusya gibi bir deve karşı bağımsızlık savaşı vermiş ve kazanmış bir ülkenin haline bakıp ibret almak lazım. Bilindiği gibi Talibanlar, kadınları tamamen toplum dışına itmek, erkeklere sakal bırakmak mecburiyeti koymak, din polisi kurmak, insanları sopayla camilere sokmak ve benzeri uygulamaları şeriat adına yapmaktalar.
Talibanlar’ın bu çağdışı ve tabii akıl dışı uygulamalara geçtiği günlerde, bizim basında bir yazar, “Kabil caddelerinde kadınlar görünmez oldu. Erkekler zorla camilere götürülüyor” filan şeklinde birşeyler yazmış. Tokat’ta bir mahalli radyodan buna cevap veriliyor: “Ne olmuş yani, ne yapacaksınız kadını? Hem adamlar şeriat ilan etmiş, elbette elinde sopa olacak; kadınları evine, erkekleri camiye postalayacak!”.. Evet aynen böyle, radyodan yapılan yorum. Bu bir kara mizah değil, gerçek.
Şimdi durup bir an düşünelim. Afganistan’daki Taliban kafası ile Tokat’taki bir mahalli radyo yorumcusu arasındaki benzeşmeye dikkat edelim. Hem nereden nereye diyeceksiniz. Taliban kafası taşıyan daha birçok radyo, hatta TV var ülkemizde. Hem öyle 3-5 tane değil, onlarca… Ve aynı kafada bir kısım yazılı basın. Ve bunları dinleyen, izleyen, okuyan, etkilenen nice insanlar var bu ülkede.
Artık gerisin siz yorumlayın… Hoşça kalın…
2 ŞUBAT – TOKAT GAZETESİ