BİLGİ VE İNSAN
İnsan tabiatındaki merak ve tecessüs duygusu, insanları araştırmaya, canlı-cansız varlık ve madde sırlarını keşfetmeye yönlendirmiştir.
Merak ve tecessüs duyan, düşünen, araştıran, keşif yapan, yazan, çizen, okuyan, bilgiye ulaşan, bilim ve teknoloji üreten yegâne varlık İNSAN’dır.
Dünya ve kâinat, sonsuz ve sınırsız olan bilgi okyanusu, insan ise bu denize dalan bir dalgıç gibidir. Okyanusa dalacak, ne arıyorsa bulmaya çalışacak, ya bulacak, ya bulamayacaktır. İnsanın evrendeki bu macerası, yaratıldığı bilinmez tarihten beri sürmektedir.
Bilgi ilahidir ve evrenseldir; bütün kâinatı kuşatır. Yeryüzünde insan olsa da olmasa da bilgi vardır, sonsuzadek de var olacaktır. Bir an için gözlerimizi yumalım, kendimizi ve tüm insanları yeryüzünden soyutlayıp yok olmuş gibi düşünelim.
Dünyada ve kâinatta ne değişir? Hiçbir şey… Dünya yine dönecek, her sabah güneş yine doğacak, ışıtacak ve ısıtacak, diğer bütün canlılar insana muhtaç olmadan yine yaşayacak, uzaydaki bütün yıldızlar ve galaksiler de yaratan ALLAH’ın koyduğu kanunlara aynen uyarak hareketlerini sürdürecektir.
Ne var ki insansız bir dünya ve kâinat da herhalde anlamını, en azından insan gözündeki anlamını yitirirdi. Hiç insanın âlemlere bakışı, duyuşu ve düşünüşüyle diğer canlılarınki bir olur mu? Onun içindir ki Allah insanı yarattı. Ve onu bilgi okyanusuna bıraktı. Bak, gör, araştır, düşün ve bul, dedi. İşte o yüzden İNSAN, bilgiye doymaz, hep almak, bulmak işti yakındadır. Bu iştiyakla çok ileri teknolojiler geliştirip uzaya açılıp Ay’ı fethetti. Bugün Mars’a yolculuk için son hazırlıklar yapılmaktadır. Daha sonra, mesela 2020 yılında, gezegenler arası seyahatlerin başlayacağını söylemek, bir kehanet olmasa gerek.
İnsanın bir özelliği de varolan bilgilere ulaşması, bunları değerlendirmek üzere biriktirmesinin yanısıra, bu bilgilerin ışığında Tarih boyunca gelmiş geçmiş uygarlıkları kurma yeteneğidir. Bu sayede bilgi çoğalttı, yoğunlaştırdı ve bugünkü yüksek teknolojiye ulaştı. Bütün bu ulaşılan teknolojilere ve müthiş bilgi birikimine rağmen, kâinattaki bilgi sonsuz ve sınırsız olduğu için insan, her gün, her saat ve her saniye yeni bir bilgiye ulaşmakta veyahut daha önce bilip de doğru zannettiği bir şeyin yanlış olduğunu anlamaktadır. Onun için gerçek bilginler, bilgisiyle mağrur olmazlar, bilgilerinden şüphe ederler, deneylerini bıkmadan usanmadan sürdürürler.
Ünlü bilgin Thomas Edison, elektrik ampulünü bulmak için, yıllarca uğraştı, tam 2000 deney yaptı. Netice de buluşuyla tüm dünyayı aydınlattı.
Aydınlık içinde olun… Hoşça kalın…
4 OCAK- TOKAT GAZETESİ