BİNBİR TÜRLÜ BELA… (2)

BİNBİR TÜRLÜ BELA… (2)

BİNBİR TÜRLÜ BELA… (2)

Her gün bomba gibi bir olayla Türkiye’nin gündemi sarsılıyordu. Bin yıllık Çınar, neler görmüştü, ne fırtınalar atlatmıştı… Bazı dalları kırılmış veya kurumuş olsa, koca gövdesinde yer yer oyukları, çatlak ve patlaklar görülse de, bütün haşmetiyle “Ben ölmedim dipdiri ayaktayım” der gibiydi.
Ulu Çınar’ın başı, dört canavarla fena halde dertteydi. Enflasyon, Faiz, Trafik ve Terör Canavarları dört koldan birden saldırıyordu. Halen bu saldırı sürse de eski hızından biraz kaybetmiş gibi. İlk üçü zaten bizim eserimizdi; dördüncüsü ise iç ve dış düşman ittifakının. Ama artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Ya onlar ya biz! En geç 2000 yılına kadar, dört canavarın dördünü de yere sermezsek yazık bize…
Bunun için evvela ekonomideki kara deliklerin bir bir kapatılması şarttır. Uzaydaki KARA DELİKLER müthiş çekim güçleriyle çevrelerindeki herşeyi yutarlar. Tıpkı onlar gibi, bizim ekonomideki kara delikler de herşeyimizi, enerjimizi, alınterimizi, ümitlerimizi yıllar yılı silip süpürmektedir. Bu kara delik malum: KİT açıkları, FAİZCİ sistem, İç ve Dış BORÇLAR.
Bu kara deliklere bir de KARA TAASSUP eklendi. Bu kara delik de maddi ve manevi, iyi ve güzel adına ne varsa silip süpürüyor. Son yıllarda alttan alta, sinsice palazlanmıştır. Nasıl palazlandı? Müsait toplum ortamları, zorlaştırılan ve değiştirilen din kuralları, hızlı kentleşme, yoksullaşma, tekdüze hayat, kimlik arayışı ve nihayet herşeyi sömüren siyasi ihtiras sahipleri…
Neymiş, tarikatmış? Nerede o eski, efsanevi tarikatlar? Ya şimdikiler? Ye, iç, yan gel yat, lüks dairelerde otur, üç-dört kadın al, ayrıca cariyeler almayı düşün. Ve birtakım politikacılarla içli-dışlı ilişkiler…
Çağdaş uygarlığa ulaşmak için şimdikinden on kat fazla çalışması, üretmesi gereken bir toplumu, bu dünyanın işleri karşısında yenik düştüğünü din adına tescil edip, ahiret inancının galip geldiği müjdesiyle avutmak, böylece avutulmuş ve uyuşturulmuş toplukları deposu olarak kullanmak; İlahlık, Tanrılık taslayan sarıklı, cübbeli şeyhler ve mürşidlerle işbirliği yapmak ne mene iştir?
Acaba diyoruz, bunların arkasında daha başka ilişkiler mi var? Bir takım dış bağlantılarda var mıdır? Yakın tarihimizde, 1. Dünya Harbi ve sonrası İslam coğrafyasında şeyh ve mürid kılığında dolaşan, fitne ve fesat çıkartan yüzlerce İngiliz ajanının varlığına dair belgeler Basın ’da yayımlanmıştır.
Bitmedi, yarın devam. Hoşça kalın…

22 OCAK – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir