By BİZDEKİ SİSTEM
Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL, Valiler toplantısında ‘Devleti küçültmek lazım’ dedi. Ve bunun gerekçesini açıkladı: ‘Devlet artık, bu kadar genişlemiş hizmetleri yapamıyor.’
Ülkemizde bürokratik çarkların çok ağır döndüğü bilinen bir gerçektir. Gerek devlet teşkilatında zamanla meydana gelmiş aşırı büyüme, gerekse uygulanan mevzuattaki (kanun-tüzük-yönetmelik) karmaşık hükümler buna sebep oluyor.
Bu durumun ülkemizin gelişip kalkınmasına sekte vurduğu gerçeği ilk olarak, 80’li yıllarda, merhum Turgut ÖZAL tarafından dile getirilmiştir. O tarihte seçim vaadlerinden biri de ‘bürokrasi ile mücadele’ idi.
Nitekim o yıllardaki ANAP iktidarı döneminde bazı bürokratik işlemlerin kolaylaştırılması veya basitleştirilmesi için önlemler alınmış, bu önlemlerin yararı da görülmüştür. Ancak bu reformun ömrü uzun sürmemiş, sonraki yıllarda bürokrasi yine büyümeye, mevzuat hazretleri de yine bildiğini okumaya devam etmiştir.
Eski TOKAT ve halen Erzincan Valisi Recep YAZICIOĞLU, üç gün önce bir TV programında bizdeki sistem üzerinde sohbet ederken, bir bürokrat olarak, bürokrasinin ağır-aksak işleyişini ve devletin hantal halini de eleştirdi. Bazı gerçeklerin mizahi yönüyle dile getirildiği bir eleştiriydi bu.
Vaktiyle bir Bakan, devlet fabrikalarından birine, işe alınması için bir vatandaş göndermiş. Fabrika, zaten bir KİT kuruluşu olarak lüzumundan fazla eleman çalıştırıyor. Bakan torpili bu yeni eleman gelince fabrikanın genel müdürü, buna ne gibi bir iş verelim diye düşünmüş ve bir görev icat etmiş. Yeni elemana demiş ki; ‘Senin görevin, fabrikaya girip çıkan araçların plakalarını yazmak olsun’ aradan bir yıl bile geçmeden bu elemanın yanına, başka bir torpilli eleman yardımcı tayin edilmiş. Birkaç zaman geçince bu yardımcı yazıcının yanına da bir yardımcı verilmiş. Bakan torpili, milletvekilinin adamı, parti başkanının yeğeni derken, o fabrikada ki plaka kayıt bürosu 15-20 kişinin çalıştığı-koca bir daireye dönüşmüş!.
İşte böyle olmuş. Fıkra gibi anlatılıp yazılsa da bunlar ülkemizin yaşanan gerçekleri değil mi?
Hoşça kalın…
13 OCAK – TOKAT GAZETESİ
