BU NASIL ZİHNİYET?

BU NASIL ZİHNİYET?

BU NASIL ZİHNİYET?

Kayseri Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, son günlerde beklenmeyen bir çıkış yaparak yine TV haberlerine konu oluverdi. Daha önce Atatürk’ün manevi şahsına hakaret, ayrıca halk arasında din, mezhep ve inanç ayrımcılığı yaparak kin, nefret ve düşmanlık duyguları yaymak suçlarından yargılanmış ve 1 yıl ağır hapis cezasına mahkûm edilmişti. Şimdi ise, sanki hiçbir şey olmamış gibi inciler döktürüyor.
Hazret, RF’nin Kayseri genişletilmiş Divan toplantısında yine sivri bir konuşma yaptı ve laik düzene veryansın etti. Adeta gaipten bir haber almışcasına, ilahi mesaj dışında her şeyin batıl olduğunu ilan ederek, Türkiye’de laik düzenin hep böyle devam edeceğini kimse sanmasın dedi. Laik sistemin, yalnız Türkiye’de değil, dünyanın demokrasiyle yönetilen gelişmiş tüm ülkelerinde din ve vicdan hürriyeti demek olduğunu, laik düzen sayesinde insanların din ve mezhep kavgalarından, hatta iç savaşlardan kurtulabildiğini bilmez görünerek… Aslında rol yaptığı ortada.
Oysa aynı zat-ı muhterem, 10 KASIM ATATÜRK’ü Anma Haftası münasebetiyle, tüm yurtta olduğu gibi Kayseri’de düzenlenen etkinliklerde yakasında Atatürk rozetiyle bir balerinle dans ederek çağdaş görüntüler vermekteydi. Bu davranışı da takiyye kokuyordu, çünkü o günlerde cezasının YARGITAY’ca bozulabileceği ümidini taşıyordu. Yine o günlerde, mahkum olunca kendisine sahip çıkılmadı diye partisi hakkında sitem dolu laflar emişti. Bundan da çark ettiği anlaşılıyor. Tıpkı, Mahkeme huzurunda “Ben öyle değil de şöyle demek istemiştim” türünden sözlerle çark etmesi gibi.
Bizi burada ilgilendiren Şükrü Karatepe’nin şahsı değil, temsil ettiği zihniyetidir. Bu zihniyetin toplumsal boyutudur. Bir kısım insanların hala biraz dinden imandan bahseden kişilerin körü körüne peşine düşmeleri onlara alkış tutmalarıdır. Meselenin veya olayın asıl bu yanı düşündürücüdür. Sorgulama yok… İrdeleme yok… Karşındaki adam, bir Belediye Başkanı olarak, niçin belediye hizmetlerinden konuşmuyor da hep din ve siyaseti birbirine katarak kin, nefret ve öfke dolu konuşmalar yapıyor? Bir düşün bakalım… Yaşlı başlı insanların da o düşmanca konuşmaları alkışlamalarını, hem de din adına iyi bir iş yaptıklarını zannıyla alkış tutmalarını son derece yadırgıyoruz. Bu nasıl bir zihniyettir anlamıyoruz?!
Oysa ki Kur’anın emri şöyle:
“Günah işlemek ve düşmanlık yapmak üzere yardımlaşmayın.”
“Fesatlık yapanlara ve düşmanca fikirleri yayanlara yardım etmeyiniz: onları alkışlamayınız.”
Yine Kur’anı dinleyelim:
“Din hususunda iyice bilmeden ve inceleyip öğrenmeden, rastgele duyduğumuz bilgilerle hareket etmeyiniz.”
“Kaba söz, densiz davranışlarda bulunarak Müslümanlık satmaya kalkışmayın ve asla cahilce mücadele etmeyiniz, cebelleşmeyiniz.”
“Bitmeyen, aklı selimi olmadan ve aydınlatıcı bir rehbere de sahip olmadan cihad yaptığını zannedenler hüsrana uğrarlar”
Hoşça kalın.

25 ARALIK – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir