BUNDAN SONRA NE OLCAK? (2)

BUNDAN SONRA NE OLCAK? (2)

BUNDAN SONRA NE OLCAK? (2)

11 EYLÜL 2001 tarihinin, yeni bir milat olacağı ileri sürülmektedir. Deniyor ki artık hiçbir şey bir önceki gibi olmayacak. Asıl “Yeni Dünya Düzeni” bundan sonra kurulmak zorunda kalınacak. Yeni Dünya Düzeninde, daha doğrusu 11 EYLÜL’den önceki Y.D.D’de demokrasi, insan hakları ve çevre koruma sorumlulukları birinci öncelikli konular iken, 11 Eylül’den sonraki Y.D.D. ‘den “1. önceliğe, dünya gündeminin 1. maddesine” terörizmle mücadele” konacak. “Ötekiler” diye tanımlanan topluluklara dikkatler daha bir anlayışla çevrilirken yeni bir ekonomik yapılanmaya gidilecek, bu da dünyanın hayrına olacak” şeklinde yorumlar yapılmaktadır.
“Yeni D.D.” ve Küreselleşmenin programı ve gayesi, özetle şu idi: “İç ve dış ticarette korumacılık kaldırılarak, evrensel düzeyde tüm ülkeler piyasa ekonomisinde bütünleşecek. Ulusal paralar konvertibl (değiştirilir, tahvil edilir) olacak. Kamu yatırımları özelleştirilecek, ürün değerine sübvansiyon uygulanmaması, piyasaya rekabet koşullarının egemen olması ve devletlerin temel görevlerinde bile küçülmesidir. Böylece herkese aş, iş ve sosyal güvence olanağı doğacaktır”
Buna karşıt olan yorumlar ise şu noktada yoğunlaşıyordu: “Ancak geometrik dizi halinde artan nüfus, insan emeğine ihtiyacı azaltan teknolojik gelişme, hızla bozulan çevre koşulları ve merkez devletlerin (gelişmiş ülkelerin) çıkarcı hesapları buna izin verecek miydi? İşsizlik ve gelir dağılımındaki bozukluk her gün biraz daha artarken savunulan düzenin insanın mutluluğuna yönelik olduğu inandırıcı olabilir mi? * Gerçi mali sıkıntısı olan ülkelere IMF, Dünya Bankası aracılığı ve programlarıyla yardım yapılmaktadır. Ancak küreselleşme (globalizm) potansiyel bir güçtür. Sermaye akışkanlığı hızı ile getiri ve götürüleri doğru hesaplanmazsa yarardan çok zarar sağlar. Pragmatik (kullanışlı ve yararlı) gözlüklerle bakmasını bilmeyen, beceriksiz yönetimlerin elindeki ülkeler geri kalmışlık batağından çıkamaz.
“Buna karşın izinsiz dolaşan anapara (kapital) ve beyin gücünün, emeğin ve sosyal hakların değer yitirdiği yerlerde, ulusallığı ve bölgeselliği ayağa kaldırması bir uyanış değil mi? Küreselleşme karşıtı protestolar bir başkaldırı olarak nitelenemez mi?”
Bu yorumlara katılmamak bizce de pek olası gözükmüyor. Şayet küreselleşme önlenemeyecekse (ki, bilgi teknolojisi ve iletişim devrimleri gereği, bu süreç geri çevrilemeyebilir) hesapların doğru yapılması, insan onurunun korunması ve sosyal adalet ilkelerine uyulması gerekir.
Ve yine küreselleşmenin sağlıklı işleyebilmesi için insanlığın silahlanma, savaş, yoksulluk ve eğitimsizlik gibi sorunlardan kurtulması gerek.
Dünya yoksulluğa ve eğitimsizliğe son vermeyi içtenlikle istese, silahlanmaya ayırdığı paranın yarısıyla bile, bilemediniz on yılda çözümler bunu.
Hoşça kalın…

18 EYLÜL TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir