“BURALARI ‘HES’ MEYİN SULARIMIZI ‘KES’ MEYİN”

“BURALARI ‘HES’ MEYİN SULARIMIZI ‘KES’ MEYİN”

“BURALARI ‘HES’ MEYİN SULARIMIZI ‘KES’ MEYİN”

ANTALYA’da Ahmetler Köyü direnişi (13 Kasım 2013): MANAVGAT vadisinde yapılmak istenen HES ( Hidro Elektrik Santral)’ın, vadide yaşayan köylülerin, kendi topraklarındaki su kullanım haklarına engel olması nedeni ile başlattıkları direniş sürüyor. Bundan bir hafta önce ve bugün, HES’i yapan şirketin özel güvenlik elemanları, toprağını ve suyunu savunan köylüye ateş açtı. Şirket bu cesareti, asıl arkadaki yabancı şirketten ve işbirlikçilerden mi alıyordu ?
ANTALYA/ Manavgat’ın Ahmetler Köyünde ‘HES’ direnişi sürüyor. (02 Aralık 2013.)
Yine Antalya’dan başka bir haber:
Kadın erken direnen köylünün HES zaferi: 7’den 70’e bütün köy halkı, “Canımızı veririz suyumuzu asla!” diyerek HES’e karşı mücadele etti. Antalya 1. İdare Mahkemesi projeyi iptal etti. Karar, HES’lere verilen ÇED (Çevre Etkileşim Değerlendirmesi) muafiyetleri için emsal oluşturuyor.
Antalya’nın Korkuteli ilçesine bağlı meyve bahçeleri ile ünlü Sülekler Köyünde yapılmak istenen HES projesine karşı yaklaşık 4 yıldır mücadele veren köylüler sonunda sularını geri aldı.
Gelelim TOKAT ilimize… Gümüşhane’nin güneydoğusundaki Horlar dağından çıkıp, uzun bir yol kat edip yan derelerle beslenerek gelen ve Reşadiye, Niksar, Erbaa ovalarını sulayan ve biraz ilerde YEŞİLIRMAK’a kavuşan KELKİT ırmağı… Bugün KELKİT üzerinde 33 adet HES’ten bahsediliyor. Bu 33 adet HES projesinden bir kısmının inşaatı bitmiş, bir kısmı inşa halinde, kalanı da beklemede. Bir ırmak üzerinde 33 adet baraj ve santral kurulabilir mi ? Buna her şeyden önce doğa (Jeolojik yapı ve ekosistem) izin vermez. Zorlama olur, doğayı tahrip edersiniz. Ne yazık ki öyle olmuştur.
Keza ÇORUH ırmağı üzerinde de 15-20 adet HES projesi söz konusudur. Ve Doğu Karadeniz Bölgesindeki dereler üzerinde onlarca baraj… Ve TÜRKİYE genelinde, ülkemizin dört bir köşesinde toplam 2000 dolayında HES projesi… Bunların hepsi gerçekleşse bile (ki, onca barajı doldurmak da mümkün olmayacak ve bir çoğu atıl vaziyette kalacak, boşa giden yatırım olacak). Velevki hepsi üretime geçti varsayalım, uzmanların tespitine göre bunlardan elde edilecek toplam elektrik enerjisi, ülkemizin enerji ihtiyacını karşılamada devede kulak kalıyor.
HES projelerinin bir kısmı doğru ve gerekli olabilir. Ancak çoğu itibari ile, öyle anlaşılıyor ki sanki elektrik üretme bahanesiyle, bütün ırmak ve derelerimizin ve çevrelerindeki topraklarımızın 49 yıllığına kiralanarak birtakım şirketlerin ( bunların arkasındaki küresel su tekellerinin) özel tasarruflarına terkedilmesi doğru mudur ? Böylece ülkemizin çok kıymetli olan suları ticarileştirilerek, bir nevi ipotek altına alınmış olmuyor mu ?.
Ülkemizin yaşamsal önem taşıyan HES’ler meselesini inşaallah ileride irdelemeye devam ederiz. Hoşça kalın…

10 ARALIK TOKAT HABER GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir