ÇEŞİTLİ ESİNTİLER…
Büyük fizik âlimi Albert EİNSTEİN, “yer çekimi” olayını aklına sığdıramamış. “Acaba taşı bırakınca dünya çektiği için mi yere düşüyor, yoksa dünya taşa doğru geldiği için mi biz düştüğünü zannediyoruz?” sualini sorup cevabını arayıp durmuş.
EİNSTEİN, bizim buralara gelip aramızda birkaç gün yaşamış olsaydı, onun haline acır, boş (!) şeylerle kafayı yemesine mutlaka mani olurduk!
Bayındırlık Bakanı: “Bir kilometre yol yapacak paramız yok!”
Aman sayın Bakan! Şu beyanatını bizim 5 kilometrelik GOP Bulvarı’nı yaptıktan sonra verseydin olmaz mıydı?
Nasreddin Hoca bir gün kürsüye çıkmış, fakat ne hikmetse bütün diyeceğini unutmuş. Çaresiz: “Ey ahali! Bugün bende bir tutukluk var. Aklıma bir şey gelmiyor” deyip kürsüden inmiş.
Ya bugünkü mitinglerde kürsüye çıkanlar? Ve daha başka kürsülerde konuşanlar? Bir hayli konuştuktan sonra hiçbirşey söylemiş olmadan kürsüden inenlere ne buyrulur?
Bizim ülkede bütün gazeteler ve TV’ler;
“Doğru haber ve gerçekçi yorum!” diyor.
İyi de bilhassa şu son iki yıldır doğrularla yanlışlar, gerçeklerle yalanlar öylesine birbirine karıştı ki, her haberi ve olayı önce mikroskop altında incelemek gerekiyor!?.
28 MAYIS – TOKAT GAZETESİ