ÇEVRE VE İNSAN (2)

ÇEVRE VE İNSAN (2)

ÇEVRE VE İNSAN (2)

“ÇEVRE” ve “ÇEVRECİLİK” kavramları bugün, yalnız ekoloji ve biyoloji ile değil, daha birçok bilim dallarıyla da içiçe veya dolaylı ilişkiler içindedir.
Bu açıklamalardan sonra, gelelim ÇEVRE ve ÇEVRE sorunlarına. Çevre sorunlarının da bugün artık, bütün dünyayı ve tüm insanlığı kapsayan boyutlara vardığını biliyoruz. Bu yüzdendir ki, ÇEVRE deyince, yalnızca yaşadığımız yakın çevremizi ve kendi ülkemizi değil, “dünyayı” da kastediyoruz. Hatta bir anlamda ÇEVRE ile DÜNYA birbiriyle özdeşleşir olmaktadır. Çünkü dünyanın bir yöresindeki çevre sorunu, önemi oranında, başka birçok yöreleri, hatta dünyamızın tamamını etki altına alabilmektedir. Zaten 1992 yılının Haziran ayında, BM’e üye ülkelerin başkan veya başbakan düzeyinde katıldıkları, adına YEŞİL ZİRVE denilen uluslararası toplantı da çevresel sorunların evrensel boyutunu göstermiştir.
Bir benzetme yapacak olursak, çevresel sorunlarla başı dertte olan dünyamız hasta düşmüş. Dev bir el onu tutup bize doğru uzatmış, “KURTARIN DÜNYA’yı!” diye haykırıyor. İşin garibi dünyayı zehirleyip hasta düşüren insan; onu kurtaracak olan da, kurtarmak zorunda olan da insan! Zira dünyamızın bir yedeği olmadığı gibi, yaşamak için insanın başka bir seçeneği de yok!.
Dünya belki milyonlarca yıldır yaşayan milyonlarca canlı türünü ve bu türlerin sayısız bireylerini bir düşünün?! Her biri her an enerji üretir ve tüketir. Bir şeyler yer, içer ve havaya, suya, toprağa atık maddeler bırakır. Sonra bunların hepsi birer birer ölür gider. Peki nerede, bu artıklar, cesetler? Hani kokusu, hani pisliği? Hani mikrobu, tozu, dumanı? Dünya yine de tertemiz kalır.
Dünyamızın yaratılış yasası, her an kendisini arıtıp yenileyen, her dem taze ve her zaman genç kalabilen bir hayat ilkesiyle şekillenmiştir. Dünya bizatihi çöp üretmez. Zira israf ettiği veya artık hale getirdiği bir nesnesi yoktur. Dünyada ne bir yaprak, ne de bir damla su, ne de bir zerrecik hava çöpe atılmaz. Toprak, su ve hava milyonlarca yıldır, tekrar tekrar kullanılır ve asla eskiyip bir kenara atılmaz. İnsanın yarattığı bir nesnedir çöp.
İnsan nüfusu arttıkça, medeniyet ilerledikçe, teknoloji geliştikçe, üretim arttı. Artan üretim tüketimi kamçıladı. Refahın da artmasıyla gittikçe çeşitlenen tüketim ve üretimden ortaya çıkan nehirlere, göllere, denizlere akıtılan zehirli artıklar bir yana; şehirlerde bir günde toplanan yüzlerce, binlerce ton çöpü koyacak yer bulmak bile büyük sorundur. Anormal çöp yığınları, sadece nüfus artışlarıyla açıklanamaz. Aşırı tüketim alışkanlıklarının bundaki payı daha fazladır.
Aşırı tüketim ve israftan dolayı şehirler çöplük oldu. Nereye dökeceğimizi bilemez hale geldik.
Yarın devam etmek üzere hoşça kalın…

7 HAZİRAN – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir