ÇEVRE VE İNSAN (3)

ÇEVRE VE İNSAN (3)

ÇEVRE VE İNSAN (3)

Ne demiş atalarımız:
“Dünya malı dünyada kalır
Dünya ise ortak malımız.”
Bu demek ki mavi gezegen DÜNYA, tüm insanlığın ortak malıdır. Gelmiş- geçmiş, doğmuş-doğacak, yaşayan ve yaşayacak olan bütün insanlardır DÜNYA.
Peki insan, dünyanın mutlak sahibi ve egemeni midir? Hayır! Dünyada milyarlarca yıldan beri yaşayan daha nice çeşit mahlukat var. Onlar insandan da önce varoldular. Dünyanın ilk sahipleri bitkiler ve hayvanlar oldu.
1972 yılından sonra her yıl 5 HAZİRAN günlerinin “DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ” olarak kutlanması, bir bakıma acı bir itiraftır. Bir günah çıkarmadır. Dünya doğasının bir parçası olduğunu unutup mutlak egemen konumuna geçen, tabiatın yegâne efendisi, adeta sorumsuz hakimi olduğunu zanneden insanın, insanlığın itirafı…
İNSAN, dünyanın sorumsuz hakimi ve tabiatın yegane efendisi olduğunu zannedince sonuçta ne çıktı? Hızla kirlenen bir dünya! Oysaki temizlik, dünyamızın en belirgin bir özelliği idi. Hiç şaşmayan bir yaradılış ilkesiyle her şey öylesine içiçeydi, öylesine arı ve duru idi ki, her dem kendi kendisini arıtmasını beceren, milyonlarca yıldır kendi temizliğini kendisi yapan dünyamız gün geldi; doludizgin teknolojiye, israf ekonomilerine, aç gözlü barbarlığa yenik düştü.
Dünya görüşümüz ne olursa olsun, insanın hayaliyle gerçek arasındaki varolan uçurumu aşmadan, insan ve çevre ilişkilerine kalıcı çözümler üretmeden, yaptıklarımız pek de anlamlı olmayabilir. Başka bir ifadeyle yaptıklarımız, belki de yaşanılanın bir değişkeni, bir varyasyonu olacaktır.
Eğer tabiatın, her geçen gün biraz daha sömürüsü ve tüketilişi, insanların yaşam tarzları değişmeden sürüyorsa, sömürü ve tükeniş de hep doğa aleyhine sürüp gidecek. Değişiklik, yalnızca bizim öznel dünyamız ile sınırlı bir yanılsama olacaktır.
Konumuza yine devam edeceğiz. Hoşça kalın..

8 HAZİRAN – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir