By ÇEVRE VE İNSAN (4)
İnsanların değişiyor gibi görünüp de aslında değişmeyen yaşam tarzlarını, modern teknoloji ve tüketim ekonomileri yönlendirmektedir. Modern teknoloji aşağı yukarı yüzyıldır insan eseri olmasına rağmen, insan ve doğa için geçerli kurallardan çok farklı ve bunları hiçe sayan kendi ilkeleri doğrultusunda serbest bir gelişme göstermektedir. İnsan yığınlarını kendi dairesine çekerek aşırı tüketime yönelik hayat tarzını “tek yaşam biçimi” olarak sunmuş ve sunmaktadır.
Peki ama bu gidiş hep mi sürecekti? Bunun hep böyle sürmeyeceğini düşünenler de vardı bu dünyada. İşte dünyadaki çevreci akımlar, o öncü düşünürlerin sayesinde gelişti.
Başta insan, her şeyi yok edecek güçteki NÜKLEER SİLAHLARIN gerek yapımları, gerekse denemeleri bugün durdurulabilmişse, önlenebilmişse bunu çevreci akımların baskısına borçluyuz. Bir gün sıra mevcut nükleer silahların imhasına gelecek.
Bugün piyasaya artık çevre dostu ürünler çıkıyorsa, dönüşümlü atıklar yeniden değerlendiriliyorsa, bu sayede enerji ve kaynak tasarrufu sağlanıyorsa, bunda gönüllü çevreci çabaların büyük katkısı vardır.
Bugün “ÇEVRE KORUMA” dünyanın birincil öncelikleri arasındadır. Bu konuda ülkeler arasında birçok anlaşmalar ve sözleşmeler imzalanmıştır. Yönetim programlarına “Su Yönetimi”, “Hava Yönetimi”, “Toprak Yönetimi”, “Havza Yönetimi”, “Katı Atık Yönetimi” vb. birçok yeni kavram ve yöntem girmiştir.
Bütün bu çabalara rağmen, dünyamız henüz kirlenmeden, ormanların yok edilişinden, ekolojik dengelerin bozulmasından kurtulabilmiş değildir. Sadece kurtulma ümidi doğmuştur.
Dünyamızı kurtarmak için ise çok uzağa gitmeye gerek yok. Uzaktan kurtarıcı beklemenin de bir faydası yok. O nedenle biz diyoruz ki ‘kendi çevreni önce kendin kurtarmayı dene!”
Hoşça kalın…
10 HAZİRAN – TOKAT GAZETESİ
