By DEMOKRASİ VE SİSTEM (34)
Hakimiyetin kayıtsız şartsız millete ait olmasının ilanı ve kabulü, cumhuriyetin de, demokrasinin de temeliydi. Geçmişte kendisine bağlayan zincirleri kıran ve ulusal varlığının bilincine varan bir millet, hem bağımsızlığını kazanmış, hem de bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan çağdaş bir devlet kurmuştu. Kazanılan zafer ve ardından ulaşılan sonuçlar, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların bedeliydi.
ATATÜRK bu sonucu, TÜRK GENÇLİĞİNE kutsal bir emanet olarak bırakmış ve ünlü hitabesine şöyle başlamıştı: “Birinci görevin; Türk bağımsızlığını, Türk cumhuriyetini sonsuzluğa dek korumak ve savunmaktır.”
“Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” diyen ATATÜRK, Devlet ve milletin mukadderatında milli iradenin etken ve egemen olmasını TEMMUZ 1919’da açıklamış ve bundan başka muhtelif tarihlerde ulusal egemenliğin önemini şu sözleriyle vurgulamıştı:
“Gerek askerlik, gerekse siyaset hayatının bütün devir ve safhalarını dolduran uğraşlarımda hareket ilkem daima milli iradeye dayanarak milletin, vatanın muhtaç olduğu gayelere yürümek olmuştur.” (1920)
“Milli hakimiyet, milletin namusudur, haysiyetidir, şerefidir”. (7 ŞUBAT 1923)..
“Eşitliğin de, adaletin de, hürriyetin de dayanağı mili hâkimiyettir.” (MART 1923).
“Yeni Türkiye Hükümetinin öz cevheri milli hâkimiyettir.” (1923) 75 yıldan beri T.B.M.M. genel kurul salonlarında başkanlık divanı-
nın arkasındaki duvarda yazılı ve ilk bakışta göze çarpan “EGEMEN-
LİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR.” söylemi ise, milletin ruh ve vicdanının sesi ve aydınların ülküsü olarak yine ATATÜRK’ün ağzından dile gelmişti. (20 OCAK 1923).
Böylesine söylemler ve zaferler sonuçlanmış kurtuluş savaşının coşkusuyla yükselen ulusal bilinçlerdir ki, Türkiye halkı ümmet toplumundan çıkıp millet toplumuna geçmeyi bilmişti.
Devam edecek. Hoşça kalın…
24 EYLÜL TOKAT GAZETESİ
