DEMOKRASİ VE SİSTEM (43)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (43)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (43)

“Seçilmişler”, öncelikle kendilerini değiştirirlerse, aksayan çarkları onarılmış veya değiştirilmiş sistemin iyi işlemesi şansı da, o sayede daha yüksek olacaktır. Çünkü sistemin “kumanda masası”nda “seçilmişler” ve onların getirdiği “atanmışlar” görev almaktadır. Sistemi ne denli düzeltseniz veya değiştirseniz de, ‘önce benim gelecek seçim garantim!’, ‘önce partim’, ‘önce benim yandaşlarım’ tutumları, yenilenmiş sistemi kısa zamanda yozlaştırmaya yetecektir.
Kaldı ki, bizim siyasi partilerin başlarındaki değişmeyen lider sultaları, seçilmişleri de atanmışlar haline getirmektedir.
Partilerde lider veya lider sultaları, yeşil ışık yakmadan ve onaylamadan, ağzıyla kuş tutsalar bile birilerinin milletvekili olması hemen hemen imkânsızdır. Onun içindir ki bizde lider bağımlısı milletvekili tipi oluşmuştur. Seçilme safhasında bağımlıdır, seçildikten sonra “bir daha, bir daha seçiliyim” kaygısıyla daha da bağımlıdır.
Bu durum, yalnız milletvekilleri için değil, parti il ve ilçe başkanları, Belediye başkanları, Belediye meclisi ve İl genel meclisi üyelerinin seçimleri bakımından da geçerli bir kural haline gelmiştir. Yalnız bu bağlamda belediye başkanlarının özel bir konumu vardır. Onlar doğrudan halk tarafından ve ayrı bir sandıktan seçildikleri için, başlangıçta parti liderliğinin onayından geçseler de, görev sırasında halkla bire bir ilişki içinde olmaları ve hizmetteki başarıları nisbetinde, parti içi sultası karşısında daha güçlü ve bağımsız olabiliyorlar.
Siyasi partilerimizde, parti üyeleri arasında seçilen delegelerin ilçe ve il başkanlarını, il kongrelerinde seçilen ‘genel kurul delegeleri’nin de büyük kongrelerde parti genel başkanlarını (liderleri) ve genel idare kurulunu seçmeleri, ilk bakışta gayet demokratik gözükmektedir. Görüntü böyle olsa da, işin gerçeğinde delegelerin tesbitinden itibaren, kimlerin il ve ilçe başkanları olacağı, kimlerin genel İdare veya merkez yürütme kurullarına veyahut parti meclisine seçilecekleri, son anda sürpriz bir gelişme olmazsa lider ve yakın çevresi tarafından önceden belirlenmektedir. Parti kongreleri formaliteden ibarettir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki, bizim siyasi partilerde “parti içi demokrasi” yoktur.
Devam edecek. Hoşça kalın…

4 EKİM TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir