DEMOKRASİ VE SİSTEM (50)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (50)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (50)

Yüksek gerilimli Suriye krizi, Türkiye gündemine, hatta dünya gündemine damgasını vurmaya devam ediyor. Sivil ve askeri yetkililerden oluşan Devlet zirvesi, Çankaya Köşkü’nde toplandı. Suriye krizine ilişkin son değerlendirmeler yapıldı. Türkiye’nin kendi haklı davasının dünya ya daha iyi anlatılması için diplomatik atak kararlaştırıldı.
Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL, Türkiye’nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik teröre verilen dış desteği kesmek için, başta Suriye olmak üzere bütün dünyayı uyardığını ilan etmişti. (1 EKİM 1998)
Genelkurmay Başkanı Org. Hüseyin KIVRIKOĞLU, Suriye ile Türkiye arasında yıllardır süren ‘ilan edilmemiş bir savaş’ olduğunu vurgulamıştı. (1 EKİM 1998)
Başbakan Mesut YILMAZ, ‘Suriye, aklını başına toplamazsa, dünyayı başına yıkmak boynumuzun borcudur!’ diyerek son uyarıyı yaptı. (11 EKİM 1998).
Devletin zirvesinden dile getirilen bu sözler, Türk Milleti’nin müşterek sesidir. Bunu Türkiye’nin düşmanları da, dostları da pekala biliyorlar.
Devlet ve Milletçe böylesine olağanüstü bir ilerlemeye girilip, yaşamsal önemde kararlar alınmaktayken, ne yazık ki, muhalefetin (FP, DYP, MHP) ve halktan marjinal bir kesimin (türban eylemcileri) pek de iyi bir sınav verdiğini söyleyemiyoruz. Hükümetin dışardan destekçisi CHP aynı zamanda muhalefet olarak sorumlu davranmıştır. FP Lideri R. KUTAN’ın ‘bunun arkasında ne var?’ gibi soruları ve krizi bir mezhep meselesi gibi gösteren sözleri DYP Lideri T.ÇİLLER’in terörün dış desteği bağlamında Hükûmeti, uğradığı diplomatik hezimeti örtbas etmek için savaş çağrıştıran politika değişikliği yaptığını belirtmesi; MHP Lideri D. BAHÇELİ’nin de daha çok seçimleri öne sürüp, Hükümeti oluşturan partilerin (ANAP, DSP, DTP) 18 NİSAN 1998’de yapılacak genel milletvekili ve yerel yönetim seçimlerinden kaçmak için (başka deyişle bu seçimleri ileri bir tarihe atmak için) Suriye krizini bir bahane yaptığını ima etmesi; ??? muhalefete puan kazandırmamış, aksine puan yitirmelerine sebep olmuştur.
Gerçi, sonuç olarak muhalefet partileri, Suriye krizinde, savaş kararı dahil, gereken desteği vereceklerini belirtmişlerdir ama, keşke lehlerine ulusal bir davada, oy hesabını ve parti gözlüğünü bir kenara atarak davranmayı bilselerdi. Muhalefetsiz demokrasi olmaz ama, muhalefet partilerinin de, iktidar gibi kendine özgü bir sorumluluk taşıdıklarını unutmamaları lazım.
Devam edecek. Hoşça kalın…

13 EKİM TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir