DEMOKRASİ VE SİSTEM (51)
11 EKİM 1998 Pazar günü, “Türbana özgürlük” “inanca ve düşünceye saygı için elele” sloganlarıyla, başta İstanbul ve Ankara olmak üzere birçok illerde yapılan mitinglerde üzücü olaylar yaşandı. İstanbul’daki miting, aynı gün yapılan ve “Tayyip Şov”a dönüşen AVRASYA MARATONU ile çakıştı. Herşeyin önceden planlanıp programlanmış olduğu besbelliydi. Avrasya Maratonu koşusu için toplanan kalabalık, tahminen 150 bin kişi imiş. Bu kalabalığın içindeki radikal dinci guruplar, Tayyib’e siyasi destek peşinde idi.
“Türbana özgürlük”, mitingi, günler öncesinden ilan edilmişti. 2-3 milyon insanın yurt çapında bu mitinge katılıp insan zincirleri oluşturacağı propagandası yapıldı, yıllardır, türbanın radikal İslam’ın bir simgesi haline getirildiği ve bunun üniversiteleri ele geçirme eyleminin bir parçası yapılmak istendiği herkesin malumudur. Türban meselesi yeni çıkmış değil. Türbanın siyasi bir malzeme gibi kullanılmasının şöyle böyle 15 yıllık bir geçmişi var.
Türban, birtakım iç ve dış mihrakların tezgahı ile “inananlar/inanmayanlar” şekline dönüştürülmek istenen çok tehlikeli bir bölücülüğün simgesi haline adım adım getirildi ve bugünkü boyutlarına tırmandırıldı.
Nasıl tırmandırıldığına çarpıcı bir örnek verelim: 24 ARALIK 1995 genel seçimleri öncesinde türban, RP’nin kullandığı çok etkili seçim kozlarından biri olmuştu. Öyle ki, ANAYASA MAHKEMESİ kararıyla kapatılan RP’nin şimdi siyasi yasaklı, eski genel başkanı ERBAKAN, seçim öncesi verdiği demeçlerde; “Biz iktidara geldiğimizde üniversite Rektörleri, Üniversitelerinin kapılarında türbanlı kızlarımıza selama duracaklar!” propagandası yapıyoruz.
Buraya bir “mim” koyup dönelim yine son olayların eleştirisine. Devlet, her halde bir sıcak savaş olasılığını bile içeren “Suriye gerilimi” dolayısıyla, geçirmekte olduğumuz hassas günlerde yurtiçindeki tansiyonun yükselmemesi için türban mitingine izin vermemişti. Devlet bu kararında haklıydı. İçişleri Bakanlığı bu kararı bütün ilgililere genelge ile, ayrıca herkese ilanen tebliğ etti. Mitingciler bu yasağa rağmen eylemlerini gerçekleştirildiler. Eylemciler yer yer polisle çatıştılar devlete ve cumhuriyete meydan okuyan pankartlar taşıyıp slogan attılar. Demokrasinin nimetlerinden yararlanarak güçleri yetse ülkeyi sürükleyip götürmek istedikleri durak bellidir.
Devam edecek. Hoşça kalın….
14 EKİM TOKAT GAZETESİ