DEMOKRASİ VE SİSTEM (53)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (53)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (53)

Türbanın siyasal islamın simgesi haline getirilmiş olduğu kesindir. Bunun artık inkâr edilecek yanı kalmadı. Böyle mi olmalıydı? O eski, bildiğimiz o geleneksel (yemeni, çevre, şal, eşarp vb.) başörtüleri gitmiş, onların yerini ‘türban’ denilen, bağlanmış biçimleri renk ve desenleriyle tek tip görüntüler veren başörtüsü almıştı. Ve başlar bu şekilde bir başörtüsüyle, ‘cihad’ çağrılarıyla sarılıp sarmalanarak siyaset arenasına sürülmüştü.
Bugün ülke çapında bir sorun konumuna gelen türban meselesi, yıllar önce kız meslek liselerinde göz yumularak ve İmam-hatip kız liselerinde resmi izinlerle teşvik edile edile bu noktalara tırmandırılmış, nihayet üniversiteler hedef seçilmiştir. Bu konuda üniversitelerimizde değişik uygulamalar görülmüş, kimi izin vermiş, kimi vermemiş, ama genellikle ödün (taviz) verilmiştir. Ülkemizde, son yıllarda köktendinci akımların Cumhuriyeti ve Anayasal düzeni tehdit eden boyutlara ulaştığı kabul edilerek başlatılan ‘28 ŞUBAT 1997 süreci’, RP’nin kapatılmasına kadar uzanan bir dizi önlem koymuştur. Bu önlem dizisinin bir halkası olarak da YÖK, 1998-1999 eğitim yılından itibaren ‘Kılık Kıyafet Yönetmeliği’nin bütün üniversitelerde ödün vermeden uygulanması kararını almıştır.
İşte 11 EKİM 1998 günü yapılan “Türbana özgürlük!” mitingleri, YÖK kararına tepki “inanca ve düşünceye saygı” sloganıyla da demokrasinin evrensel bir söylemi kalkan yapılarak, laik ve demokratik Cumhuriyete adeta bir başkaldırı şeklinde ortaya konmuştur.
Bu mitingle beraber siyasi partilerin türban konusundaki tutumları da, yeni bir testten geçmiş oldu. FP Lideri KUTAN, mitingi, elele tutuşmuş insanların masumane bir hareketi olarak değerlendirip onaylamıştır. CHP lideri BAYKAL ve DSP Lideri ECEVİT, olayı, Cumhuriyetimize karşı bir “başkaldırı” olarak niteleyen demeçler verdiler. ANAP ve DTP sözcüleri olayın sadece ‘istismar’ boyutu üzerinde durdular. DYP’den ve BBP’den henüz çıt yok. MHP sözcüleri de bu konuda, daha çok FP’yi samimiyetsizlikle itham eden ve ‘türban meselesi bizim meselemizdir’ gibi ne anlam taşıdığı pek anlaşılamayan yorumlar yaptılar.
Buraya bir nokta koyup, “türbana özgürlük” sloganı üzerinde biraz durmak istiyoruz. Bunu “Demokrasi ve Sistem” açısından çok önemsiyoruz. Çünkü “özgürlük”, “inanca ve düşünceye saygı” gibi evrensel demokratik kavramların ne maksatla kullanıldıkları, meselenin can damarıdır. Son yüzyıllık insanlık tarihine baktığımızda, aşırı sağdan (faşist veya köktendinci) veya aşırı soldan (komünist) diktatörlüklerin, benzer sloganların (herkese eşit hak-hürriyet, herkese iş ve ekmek! v.b.) bayrak yapıldığı toplumsal hareketlerin sonunda kurulduğunu görmekteyiz.
Devam edecek. Hoşça kalın…

16 EKİM TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir