DEMOKRASİ VE SİSTEM (59)
TÜRKİYE, aslında yeni olmayıp 20 yıldır süren Suriye’nin P.K.K. terörüne destek veren düşmanca politikasının yansıra, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik kötü niyetli tutumu noktalarında, karşı tarafa isteklerini kabul ettirmiştir.
20 EKİM 1998 tarihinde, Adana’nın Seyhan barajı kıyısındaki Polisevi’nde iki tarafın yetkili güvenlik heyetlerince yapılan görüşmeler sonucunda imzalanan anlaşma tutanağı yürürlüğe girmiştir. Bunun ilk belirtisi, terörist örgütün lideri Abdullah Öcalan’ın (APO) Suriye’den kaçması, daha doğrusu kaçırılması olmuştur. Suriye’nin Apo’yu Türkiye’ye kendi eliyle teslim etmesi zaten beklenmiyordu. Apo şimdi Moskova yakınındaki bir sayfiye kasabasında. Rusya şimdilik bunu inkâr ediyor. Rusya güvenlik teşkilatı inkâr etse de, etmese de Türk İstihbaratı’nın nefesi APO’nun ensesindedir.
Bundan sonra neler olacağını zaman içinde göreceğiz. Rusya’nın Apo’yu Türkiye’ye karşı koz olarak kullanmakta bir menfaati olamaz. Suriye’nin anlaşmaya uyup uymayacağını ise uygulamalar gösterecektir. İnşallah bu anlaşma, iki taraf arasında dostluğun ve ticari münasebetlerin de bir başlangıcı olur. TÜRKİYE’nin rejimi demokrasi; Suriye’ninki diktatörlük. Diktatörlerin ise yarın ne yapacağı belli olmaz. Onun için TÜRKİYE, ipin ucunu bırakmayacaktır.
Şimdi dönelim yeniden iç sorunlarımıza. Devletimiz, yıllar yılı süren kanlı terörün dışardaki diplomatik ve lojistik desteklerini bir bir kırarken, içerdeki artıklarını da temizleyecektir kuşkusuz. Bölücü terör, onca yıl can ve kan kaybına sebep olmakla kalmayıp, milli ekonomiye de büyük darbe vurmuştur. Bundan sonra, Güneydoğu ve Doğu bölgelerimizin huzura kavuşmasıyla birlikte ekonomik kalkınmaları hızlanacak, bu gelişme ülkemizin bütününü de etkileyecektir.
Mafyacı çetelerle mücadele ise bütün hızıyla sürüyor. Çetelerin birtakım işadamları, politikacılar ve bazı bürokrat ve güvenlik elemanlarıyla olan ilişkileri de bir bir çözülüyor. Bunun adı “Temiz Eller Operasyonu” dur. Buna “Temiz toplum temiz siyaset” de deniyor. Her ne derseniz deyin, Türkiye bunu başaracaktır. İş alemini, siyaset dünyasını ve devleti kanser gibi sarmış olan çeteler ve mafyacılık köküne kadar temizlenmedikçe ne devlet, ne de demokrasi düze çıkabilir. M.G.K., GENELKURMAY, MEDYA ve TEMİZ TOPLUM, çetelere ve mafyacılığa karşı yapılan mücadelede gereken desteği vermektedir. Başka bir deyişle SİSTEM çalışmaktadır.
Devam edecek. Hoşça kalın…
23 EKİM TOKAT GAZETESİ