DEMOKRASİ VE SİSTEM (60)
Çetelerin, mafya babalarının kendileriyle sıkı fıkı ilişkiler içinde bulunan işadamları ile birlikte siyaset dünyasının tepe noktalarında dolaşarak, paraya finans sektörüne (bankalara) hükmedecek güce ulaşmaları, ardından medyaya el atmaları ve sonunda devleti ele geçirme planlansın anda bozulmuştur. Cumhuriyetimizin 75. yıldönümünde hepimize geçmiş olsun!.. Hani neredeyse Türkiye, bir mafya cumhuriyetine dönecekmiş?!!!
M.G.K.’nın Genelkurmay’ın Medya’nın, desteğini toplumdaki, temiz toplum-dürüst siyaset özlemlerini arkasında hisseden Hükümet ve onun başı sıfatıyla Mesut YILMAZ ve İçişleri Bakanı Kutlu AKTAŞ, çetelerle ve mafyacılıkla mücadele, konusunda ciddi adımlar atarak önemli bir mesafe katettiler.
Yıllar yılı terörle boğuşan T.C. Devleti, nasıl ki ‘artık yeter!’ deyip Suriye’ye haddini bildirme ve teröre destek çıkan tüm ülkeleri uyarma noktasına geldiyse, çetelere ve mafyalaşmaya karşı da kendisini savunma noktasında, hükümeti, polisi ve yargısıyla ne yapılmak gerekiyorsa onu yapmaktadır.
Peki ama nasıl olmuş da ÇETELER, finans dünyasını, devlet ihalelerini, siyaset ilişkilerini yönlendirebilecek, uyuşturucu trafiğine hükmedip elde ettikleri, KARAPARA’yı aklamak için banka kurdurup banka satın alabilecek, bir kısım medya kuruluşlarına el değiştirebilecek güce ulaşmıştır?
Nasıl olmuştur bu?
1970’li yıllardaki sosyal, ekonomik, politik karmaşa, 12 EYLÜL 1980 askeri müdahalesiyle noktalanıp ortaklık sütliman olduktan sonra 1983 seçimleriyle başlayan yeni süreç, doludizgin bir kalkınma modelini, kural tanımayan, henüz kural ve yasaları tam oluşmamış bir piyasa ekonomisini, faiz-zam-enflasyon döngüsünü beraberinde getirmiştir. Yeni dönemde terör, eskisine göre daha örgütlü biçimde yeniden hortlamış, siyasi yelpaze giderek parçalanmış, orta sınıf erimiş, köşe-dönmecilik marifet sayılmıştır.
Bulanık suda balık avlamak kolaydır. Kurt dumanlı havayı sever. İşte böyle bir ortamda siyasetçilerden bazıları, bazı işadamları çetelerle işbirliğine gitmiş, birbirlerini desteklemişler, ihalelerde çeteleri kullanmışlar ve kendileri büyük voli vururken çetelere de haraç ödemişler. Bazı devlet görevlileri de çete elemanlarıyla ahbap-çavuş ilişkilerine girmişler, Çeteler bu şekilde devletin içine sızarken, terörle mücadele ortamından yararlanarak, ‘milliyetçilik’, “vatanseverlik” sloganlarını kullanarak, mafyaya karşı ciddi operasyon yapılmasını önleyebilmiştir. Bir kısım siyasetçiye ve işadamına sırtını dayayan mafya, Emniyet’in, polisin çalışmasını zaafa düşürebilmiştir.
Bugün durum çok farklıdır. Bugün, “Temizlik başladı” diyen İçişleri Bakanı Kutlu AKTAŞ, çetelerle mücadelenin ucu kime dokunursa dokunsun sonuna kadar götürüleceğini bildirmiştir.
Devam edecek. Hoşça kalın…
24 EKİM TOKAT GAZETESİ