DEMOKRASİ VE SİSTEM (70)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (70)

DEMOKRASİ VE SİSTEM (70)

Yüzyıllardan beri İslam inancını benimsemiş, kutsal kitap KUR’AN’ı öpüp başına koymuş TÜRK ULUSU’nun eline, inandığı o kitap TÜRKÇE çevirisiyle yüzyıllarca verilmemiş; ta ki CUMHURİYET’e, ta ki ATATÜRK’e kadar… Birileri Türk insanına hep, ‘Sen bilmezsin, biz biliriz’ demiş. Sonra ne olmuş? Kendi vicdanıyla başbaşa kalarak, dinini asıl kaynaktan, ilk kaynaktan öğrenmesine mani olunmuş. Araya çıkarcı aracılar girmiş, araya siyaset canbazları girmiş, araya yobazlar, münafıklar girmiş…
Peki, Türk insanının eline Kur’an-ı Kerim’i Türkçe olarak ilk defa kim vermiş? ATATÜRK vermiş. İnsanların kendi özgür iradeleriyle inanmalarının en sağlıklı yol olacağı bilinciyle, bunu temin edecek en iyi ve yegane sistem olan, dini istismarcıların elinden kurtarıp en güzel yere yükselten laikliği kim kurmuş? ATATÜRK kurmuş. Demek ki dine, İslamiyet’e, Müslüman Türk halkına en büyük hizmeti kim yapmış? ATATÜRK ve Cumhuriyeti birlikte kurup, devrimleri birlikte gerçekleştiren KUVA-YI MİLLİYECİLER. Şimdiler de daha iyi anlaşıyor; yobazların, münafıkların, dini siyasete alet edenlerin ve dini geçim vasıtası yapanların ATATÜRK’e ve laik, demokratik CUMHURİYET’e DEMOKRASİYE neden bu denli düşman oldukları!…
Bugün her Türk vatandaşı, Türkçe okuyup yazma bilen herkes, İslam dinini öğrenmek istiyorsa, T.C. DİYANET İŞLERİ BAKANLIĞINCA incelenmiş ve basımına izin verilmiş, resmi mühür taşıyan, Türkçe çevirili, meal ve tefsiri de Türkçe olan KUR’AN’ı açıp okuyabilir. Bu konuda hiç kimsenin mazereti olamaz. Hiç kimsenin, islam dinini öğrenmek için, kerameti kendinden menkul birtakım adamların peşine düşmesine gerek yoktur. Cehaletle hiçbir yere varılmaz. Körü körüne inançla, sömürü aracı hurafe ile de bir yere varılamaz. KUR’an hayetleri insanları düşünmeye, tefekküre, ibret almaya davet ediyor. KUR’AN ayetleri “Hiç bilinle bilmeyen bir olur mu?” diyor. Bilgi ve bilimi yüceltiyor. Bugün, “BİLGİ ÇAĞI”nda hala birtakım, din adına uydurulmuş hurafelerin bataklığında debelenip duramayız. Cehaleti yenmeden, hurafeleri aşmadan CENNET’i ummak, boş hayal olur.
KUR’AN’da “dinde aşırılık” yasaklanmıştır. Fatiha Suresi’nin “yalnız sana ibadet eder ve ancak senden yardım dileriz” diyen 5. ayetiyle ALLAH ile İNSAN arasına birtakım aracıların girmesi de men edilmiştir. Bakara Suresi’nin 143. ayetinde şöyle buyuruluyor: “Ve işte böylece sizi (ifratla tefrit arasında) vasat bir ümmet kıldık ki, bütün insanlara karşı adalet örnekleri, hak şahidleri olasınız. Peygamber de size hakkıyla şahid olsun.” Bu ayetin anlamı da apaçıktır: Şekle bağlı kalmayın, dinde ve dindarlıkta aşırı taassup gösterip diğer insanları kırmayın, vasat (orta) yoldan gidin, iyi bir insan olun, adaletten şaşmayın.
Devam edecek. Hoşça kalın…

5 KASIM TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir