By DEMOKRASİ VE SİSTEM (9)
Şimdi gelelim “İslam alemi, Müslüman Türk illetini ayağa kalkmasını bekliyor!” lafının yorumuna. Buna geçmeden önce, “Ya laik olacaksın, ya müslüman!” dayatmasının bir başka yönü üzerinde biraz durmak istiyoruz. Çünkü eğer biz bu ülkede olgun bir demokrasi ve böyle bir demokrasiyi işletecek mükemmel bir sistem istiyorsak (ki elbette istiyoruz) bazı sorunların ciddiyetini ciddiye almak zorundayız.
DEMOKRASİ kurumlaşmış özgürlükler, haklar ve sorumluluklar rejimidir. Bu rejimde bireysel hak ve özgürlükler çok önemlidir. Bunlardan “din ve vicdan hürriyeti” anayasal güvenceye de bağlanmış çok önemli bir insan hakkıdır. Çağdaş dünyada bir insanı, bir aileyi veya bir topluluğu müslüman olmaya ve herhangi bir dine girmeye zorlamak açıkça bir zorbalık ve insan hakları ihlalidir. ‘Müslüman ol!’ dayatması, “KUR-AN-I KERİM” deki ‘Ya Muhammed, sen sadece yumuşak bir dille tebliğ et; dinde zorlama yoktur’. ayetine de kesinkes aykırıdır.
“İslam alemi, Müslüman Türk Milleti’nin ayağa kalkmasını bekliyor!” lafına gelince; bu laf üzerine bir cilt kitap yazılabilir. ‘ya laik ol, ya Müslüman; hem laik, hem müslüman olamazsın’ sözü üzerine de yine en az bir cilt kitap yazılır. Bizimkisi bu köşede fazla uzatamayacağımız bir dizi-yazı olduğu gibi, geniş bir alan tutan konumuz içinde bir sözün yorumu da nihayet bir bölümlük olabilir.
Burada şu kadarını ifade edelim ki; ‘İslam alemi, müslüman Türk Milleti’nin ayağa kalkmasını bekliyor!’ iddiası, sunturlu bir yalandır. Bir kere, ‘İslam alemi’ denilen alem, yeryüzünde mevcut irili-ufaklı 218 ülkeden 52’sini, 5.5 milyarlık dünya nüfusunun da yedide birini (800 milyonluk nüfus) teşkil ediyor. Halklarının büyük çoğunluğu veya dinler mozaiki içinde en az %30-40’ı müslüman olduğu için islam ülkesi sayılan 52 ülkenin hiçbiri, dünyaca kabul edilmiş gelişmişlik standartları açısından “gelişmiş ülke” sayılmıyor. Bu 52 islam ülkesinden laik ve demokratik rejimi benimsemiş olanlar ise topu topu 3-5 tane. Bunlar laik ve demokrat, çok partili hürriyetçi parlamenter sistemleri sayesinde, öteki İslam ülkelerine nisbeten daha çağdaş bir sosyal yapıya sahiptirler. Sorunları çoktur ama, çözme yolunda avantajları da vardır. İşte TÜRKİYE, ATATÜRK’ün mirası devrimler ve dinamik sosyal yapısı sayesinde avantajlı ve öteki İslam ülkelerine göre daha gelişmiş bir ülkedir. Öteki islam ülkelerinden çoğunluğunun, sorunlarını bırakın çözmeyi, tartışabilme hürriyetleri bile yoktur.
Devam edecek. Hoşça kalın..
26 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ
