DEVLET HASTANESİ, TOKAT DOĞUMEVİ, SAĞLIK KOLEJİ VEBİR UMUT PARILTISI: TOKAT TIP FAKÜLTESİ
Hastane, Eskilerin darüşşifa dedikleri şifa yurdu.
“Sağlıklı yaşam” sloganının ne denli sarılırsak sarılalım, beklenmedik bir hastalık veya umulmadık bir kaza sonucu gittiğimiz en güvenceli kapı… Basit bir soğuk algınlığından tutun, en ciddi sağlık sorunlarımız için koşup gittiğimiz şifa kapısı…
Geçen hafta böyle bir kapıdaydım. Burası Tokat Devlet Hastanesi… Bundan iki hafta önce “Hemodializ”, “Koroner Kalp Yoğun Bakım Servisi” gibi ultramodern ünitelerinin hizmete açılış törenlerinde bulunduğumuz hizmette en iyisi ilke edinmiş olmasıyla Tokat’lının gurur duyduğu hastanemizin Başhekim odasındayız…
24.12.1987, saat 08.30 Başhekim Kadın ve Doğum Hastalıkları Uzmanı Jinekolog Op. Dr. Şaban Dönmezoğlu ile sohbet ediyoruz. Buna, gazetecilik açısından “Röportaj” demek daha uygun olur. Bu mülakatta Tokat Devlet Hastanesinin dünü ve bugünü, hastanemizin genişleme projesi, Doğumevi ve Sağlık Meslek Lisesi konuları üzerinden bir kesit aldık diyebiliriz.
“- Hedef 400 yatak mı? diye söze giriyoruz Başhekim cevap veriyor:
“- Evet. Bugün 250 yatan olan hastanemiz, hekim kadrosuyla 400 yatak için hazır sayılır. Sıkıntı gözcüde. Gözcü tek. Turhal dışında, ilçelerimizde göz doktoru yok. Gene oradan da buraya hasta geliyor. Hastanemize göz test cihazı aldık. Dernek kanalıyla. En son model Japon malı Cihazı AET ülkesi olan Hollanda üzerinden getirttik. Böylece 1,6 milyon lira avantaj sağladık. Tıbbı malzeme hep Avrupa’ya dayanıyor. Hastane “Döner Sermaye’ye yüklendi. 1984 yılında (Ben 84’ün Aralık 27’de başhekimlik görevine başladım) döner sermaye 12 milyondu. 1985 sonunda 117 milyona çıktı. 1986 da 150 milyonluk bütçe yaptık, bütçe kaçaklarını topladık, 250 milyona çıktı. 1987’de 350 milyona çıkacak… Niyetimiz o…”
“- Hastane’ye ücretsiz hasta nasıl yatıyor? Fakirlik ilmühaberinin uzun boylu formalitesi var mı?”
“- Ücretsiz hasta, Tedavi Kurumları Yönetmeliğine göre yatar. Bu da iki şekilde olur: Bir fakirlik ilmühaberiyle, İki Başhekim yetkisiyle (Fakirlik İlmühaberi) istismara müsait Muhtardan fakirlik kağıdı almak gayet kolay. Adam, bir şirketten üstelik sigortalı, fakirlik ilmühaberiyle hastanemnize yatmış. Adam bir köyde çifti çubuğu var. Bakıyorum fakirlik ilmühaberi almış. İşte bunu önlemek için, Bakanlığın resmi kağıdı kullanılıyor. Vatandaş buna göre, Tapu, Maliye, Özel İdare kayıtlarında malı, mülkü yoksa bize fakir diye geliyor.”
Bu arada Başhekim hastane istatistiklerini getirtti. En son kasım ayı istatistik verilerine göre, bu ay içinde hastaneye 1166 hasta yatmış ve taburcu olmuş. Bu 1166 hastanın 862’si, yani dörtte üçü ücretsiz yatmış. Ücretli yatan 304 hastanın da 277’si resmi evraklı, ancak 27 si bir yere bağlı olmayan ücretli hasta. Demek ki ücretsiz yatan hasta büyük çoğunluk. Bunların da çoğu Başhekim yetkisiyle yatmış. Pek azından fakirlik ilmühaberi aranmış. Yani vatandaşı zora koşmak diye bir şey yok…
Ücretsiz hastaların çokluğu, ayrıca dikkati çeken bir husustu. Bir hastane nasıl çalışırdı? Bunu milletin bilmesi lazım. Bunu bilmedikten sonra, hastaneyi yürütmek zordur.
Başhekim Dr. Şaban Dönmezoğlu, “Sistem bozuk, en iyisi genel sağlık sigortası” diyordu. Hem de Sağlık Müd. Vekili sıfatıyla.
Sonra “Poliklinik Meselesi”ni konuştuk, Poliklinik sayısı yeterlimiydi? Bir hastaya kaç dakika ayrılabiliyordu? Bir vatandaşın da yakınmasını naklettik: O vatandaşın 16 yaşındaki kızı baş ağrısından şikayetçi. Hastane beyin cerrahi polikliniğine girmiş (senlatiri sinirsel) diyen doktor reçete yazmamış, hasta da (Hastanede bana bakmadılar) demiş. Buna ne diyorsunuz? dedim.
“- Eskiden hastanemizde yalnızca asabiye servisi vardı. Şimdiyse, bu servis, üç poliklinik halinde çalışıyor: Beyin Cerrahi, Nöroloji, Psikiyatri=Asabiye. O hastanın nöroloji polikliniğe gitmesi gerekirdi. (Doktor bakmadı) diye bir şey olamaz. Ancak bir poliklinik doktorunun bir hastaya ayırabildiği zaman çok kısıtlı. Gönül ister ki, bir hastayla 20 dakika uğraşsın. İdeali bu”
“- Poliklinik sayılarını artırdık. Örnekse, 3 dahiliyeci doktorumuzun 2’si günlük çalışıyor. Bir de servis konsültasyonu yapıyor. Tek hekimle olan iş inceldi, detaylı hale geldi.”
“- Şu anda Sağlık Ocaklarında poliklinik yapılıyor mu?”
“- Yapılıyor. 2 ay önceden başladı.” Bu arada Erenler ve Karşıyaka Sağlık Ocaklarıyla telefon bağlantısı kuran Başhekim, oralardan aldığı bilgiyi aktardı: O gün, Erenler Sağlık Ocağında 5 hasta muayene olmuş. 1’i hastaneye sevkedilmiş. Karşıyaka Sağlık Ocağında ise 20 hasta muayene olmuş. 2’si hastaneye sevkedilmiş. Erenler Sağlık Ocağına başvuru çok az. Sebebi; Sağlık Ocağının uzak, yolunun yokuş oluşu, belediye otobüsü çıkmayışı. Hem de Erenler Mezarlığının hemen yanıbaşında. Demek ki vaktiyle yer seçimi yanlış yapılmış. Sanki sağlık ocağı değil de, hastaları mezarlık nüfusuna geçirmek üzere bir istasyon (!) Erenler Sağlık Ocağı’nın Hastanenin hemen yanıbaşına. Verem Savaş Dispanserinin binasına taşınması önerilmiş, tabi Verem Savaş Dispanserinin de bir başka binaya… Ancak öneri karşılık görmemiş. Aslında Erenler Sağlık Ocağı ile Verem Savaş Dispanseri pekala takas edebilir.
“-Erenler Sağlık Ocağı buraya gelsin 4-5 hakim koyalım güzelim” diyor. Başhekim Dr. Şaban Dönmez oğlu ve ekliyor: “-Acil servisi de buraya alırız, iki de müşahede odası açarız. Diş polikliniğini de buraya alabiliriz.”
Tokat Devlet Hastanesinin yıllık poliklinik hasta sayısı ne kadardı acaba? 1987 yılı rakamlarını buldu Başhekim, topladı ve sonucu verdi. 295.651. Yani, bir günde ortalama 950-1000 hasta hastanemizin polikliniklerinden geçiyor. Hastanemiz adına bu, bir övünme payı.
Hastanede 10 servis var. Her sabah, her servisin hemşiresi yatan hasta sayısını Başhekime bildiriyor. Bugün (24.12.1987) Hastanemizde 234 hasta yatıyor Başhekim bana servislerin hasta sayılarını verdi: Ortopedi 5 yatak 13 hasta, Beyin Cerrahi, 5 yatak 25 hasta, Asabiye 10 yatak 20 hasta, Nisaiye 33 yatak 19 hasta. Bu durum hastanenin sıkışık durumda olduğunu gösteriyor.
Poliklinik bakımından 1 gözcü, 1 kulakçı, 1 röntgenciye daha ihtiyaç var. Polikliniklere hasta hücumu, bir bakıma övünülecek bir durum, hastane adına. Bu demektir ki hasta gereken testlerden de geçerek normal reçetesini alıyor.
29 ARALIK – SESİMİZ GAZETESİ