DOĞRU YOL PARTİSİ İL KONGRESİNDEN BAZI NOTLAR….

DOĞRU YOL PARTİSİ İL KONGRESİNDEN BAZI NOTLAR….

DOĞRU YOL PARTİSİ İL KONGRESİNDEN BAZI NOTLAR….


Doğumu: 23 Haziran 1983.
Hedefi: Müreffeh Türkiye.
Rotası: Nurlu-Işıklı yol.
Hayali: Büyük Türkiye.
Özelliği: 67 ilde, kısa zamanda teşkilatını tamamladı, fakat 6 Kasım seçimlerine giremedi.
Yukarıya çıkartılan kimliğin sahibi: D.Y.P.
Doğru Yol Partisi, geçtiğimiz pazar günü, İl Kongresini Bulvar Sinemasında yaptı.
D.Y.P. de tıpkı ANAP, SODEP ve öteki siyasi partiler gibi henüz 2 yaşını doldurmamıştı. Henüz 2 yaşını doldurmamıştı ama, 1946 ruhundan dem vuruluyordu. Demek ki doğum tarihleri eskilere uzanıyordu. Demokrasimizin geçirdiği ameliyatlar nedeniyle, siyasi partilerimiz de yeni nam, fakat eski kelam ile sahneye çıkmak zorunda kalıyorlardı.
Eski demokrat ve gedikli milletvekili adayı Nuri Yanbay, D.Y.P. Tokat İl Bşk.ı sıfatıyla kongreyi açtı, Atatürk ve şehitlerimizin anısına 1 dakika saygı duruşu yaptırdı. Divan için kongreye sunduğu isimler çoğunlukla kabul edilince Haydar Özöğretmen Divan Başkanı, Selahattin Hançer Bşk. Yrd., Binali Yılmaz ve Selahattin Ardıç kâtip üyeler sıfatıyla Başkanlık Divanını kurdular ve sahnede yerlerini aldılar.
Başkanlık Divanının her iki yanında: Hükümet Komiseri, Emniyet Dernekler ve partiler masası memuru ile beraber bir masada; Seçime nezaret etmek üzere, Merkez İlçe Seçim Kurulu Başkanı Hakim ve iki yardımcısı, seçim sandığı ile beraber bir başka masada, Basın mensupları, basına ayrılan masada yerlerini almışlardı.
Sahnede Atatürk’ün iki portresi göze çarpıyordu. Portrelerin yanında ithal malı balonlar asılmıştı. Atatürk’ü Mareşal üniformasıyla Dumlupınar’da gösteren tablo, bakmasını bilene birşeyler söylüyordu sanki… Boynunda, dürbünü vardı ama, dürbünsüz de ileriyi, uzağı ve geleceği görüyor gibiydi…
Salonda delegeler tam tekmil mevcuttu. Delegeler sakin, duygulu ve saygılı bir görünümdeydi.
Her kongrede rastlanan türden konuşmalar yapılıyordu. Bir ara kongreye çekilen telgraflar okundu. Bir telgraf, destan gibiydi, bitmiyor ki bite… Yılların gazetecisi Fethi Günesen, bana dönüp “Bunu çeken zokayı yemiştir” dedi. Tabii telgraf ücretini kastederek… Bu telgrafı Mehmet Yazar çekmişti. İsmi okununca salonda bir alkış tufanı koptu.
Kongre başladıktan 1 saat sonra Türk politikasının ünlü isimlerinden İhsan Sabri Çağlayangil, yanında eski bakanlar ve hemşehrilerimiz Ali Şevki Erek ve Dr. Cevdet Aykan olduğu halde geldiler ve büyük tezahüratle karşılandılar. Başkanlık divanının biraz geri tarafında oturdular. Belediye Başkanımız Hüdayi Sayıbaş, Basın mensupları kendilerine “Hoş geldiniz” dediler.
Kongrede hizip var mıydı? Vardı, bu da olağandı. Tek aday, tek listeli seçim yerine en az iki aday ve iki listeli seçimler daha anlamlıydı. Nuri Yanbay’ın karşısına Ö. Faruk Altuntaş çıkmıştı. Sami Akın grubu Yanbay grubu ile birleşmişti. Bir ara salon elektriklendi. Yanbay ve Altuntaş grupları arasında sataşmalar oldu. Divan Başkanı’nın havayı yatıştırmaya çabaladığı ve Faruk Altuntaş’ı sahneye çağırdığı, sahneye çıkan, F. Altuntaş’ın demokratik bir gösteriyle N. Yanbay’a sarıldığı görüldü ve hava yatıştı.
Mesut Gürgenç, veciz bir konuşma yaptıktan sonra sayın Çağlayangil’e delegelerin armağanı olarak bir gümüş tepsi takdim etti. Çağlayangil de buna karşılık birçok yerde kendisine hediye verildiğini, ama bu gümüş tepsiyi en kıymetli bir hediye olarak saklayacağını söyleyip, teşekkür etti. (Not: Sayın Çağlayangil beğenmediği hediyeleri bize göndertirse memnun oluruz.)
Bir kongre daha böyle geçti…

28 NİSAN – SESİMİZ GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir