“DÜNYA GIDA GÜNÜ’NÜN ASIL ANLAMI
16 EKİM günü, “DÜNYA GIDA GÜNÜ” dür. Dün kutlandı. Daha doğrusu sözde kutlandı demek lazım. Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın bütün dünya da kutlanması kararı verdiği günlerden biri de Dünya Gıda Günü’dür. “Dünya Sağlık Günü”, “Dünya Çevre Günü”, “Dünya Çocuk Hakları Günü” ve benzeri birçok günler ve haftalar da aynı şekilde kutlanır.
Aslında böyle gün ve haftaların kutlanması, insanlığın sanki bir nevi günah çıkarması gibi birşey oluyor. Örneğin “Dünya Gıda Günü”nü ele alalım. Böyle bir günün kutlanmasını kim istedi, teklif kimden geldi? Zengin ülke yönetimlerinden. Zaten B.M. Teşkilatına da onlar hakim. Peki aynı ülkeler, fazla değil, sade bir yıl için, evet sadece bir yıl için silahlanma yarışına mola verseler ve silahlanmaya ayırdıkları dolarların hepsini bile değil, yarısını dünyanın aç insanlarının doyması için uzun vadeli yatırımlara ayırsalardı ne olurdu?
Ne mi olurdu? Türkiye bütçesinin hemen hemen 10 katı bir finans kaynağı, dünyadaki açlık tehlikesine karşı kullanılmış olurdu. Bugün dünyada silahlanmaya ayrılan para 900 milyar dolardır. Her yıl bir bu kadar harcanıyor. Evet bütün mesele, başta ABD olmak üzere zengin ülkelerin bir karar vermesine, daha doğrusu insafa gelmesine kalıyor.
Bugün gıda; yoksul ülkelerde, yoksullar arasında, hayat ve ölüm ilişkisi, zengin ülkelerde ise sağlık ve diyet (perhiz) anlamlarını taşımaktadır. Maalesef bugün dünyamızda, günlük gıdasını ağaç kabuklarından, otlardan ve çöplüklerden elde etmeye çalışan milyonlarca insan var. İstatistiklere göre bu sayı 50 milyondur. Dünyanın beşte biri ise doğrudan açlıkla değilse bile açlık tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Açlığın ve açlık tehlikesinin en ağır faturası ise ne yazık ki masum çocuklara kesiliyor. Yanılmıyorsam bir de “Dünya Çocuk Günü” kutluyoruz. Bizim “23 NİSAN” Çocuk Bayramı kutladığımız gibi. Burada apaçık bir çelişki var.
Silahlanmaya ayrılan milyonlarca doların yanısıra, sigara ve alkollü içkilere ayrılan paraları da bir düşünelim. Dünyadaki sigara ve alkol tüketimi de milyarlarca doları buluyor. Bunda da bir kısıtlamaya gidilse, dünyadaki aç çocukları kurtarabilirdik.
Bunlar insanlığın içine düştüğü ve kurtulamadığı çelişkiler ve açmazlardır. Gerisi, bir takım günlerin kutlanması filan gibi şeyler, Laf-ı güzaftır.
Hoşça kalın…
17 EKİM – TOKAT GAZETESİ