EROZYON ALMIŞ GÖTÜRÜYOR (3)
Erozyonla mücadelede devletimiz, daha doğrusu gelmiş geçmiş hükümetler geç kaldı. Tehlike ciddiye alınmadı; hatta Meclis’te okunan ve güvenoyu alan hükümet programlarında erozyon diye bir mesele bile yoktu. Son birkaç programda birkaç satırla da olsa yer verilir oldu. Bu da çevreci kamuoyunun, çevreci örgütler ve basının baskısıyla.
Cumhurbaşkanımız Demirel’in bile, Cumhurbaşkanı oluncaya kadar erozyon diye bir meselesinin olduğunu sanıyoruz. Çünkü bizim siyasi partilerin, Parti başkanlarının böyle kaygıları yok. Onları hep günübirlik işler peşinde, bir dahaki seçim, koltuk davası ve siyasi raht kavgasındadır. Erozyonla mücadele ise çok uzun vadeli, sabır isteyen, oy getirmeyen, hatta oy götüren bir konudur. O halde bizim politikacılar erozyonla, ormanların korunmasıyla filan niye uğraşsınlar ki?.
Bugün, erozyonla mücadele devletin yanısıra çeşitli vakıf ve dernekler de ön plana çıkıyor. TEMA (Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma) VAKFI, bunların içinde en aktif olan kuruluş. TEMA Vakfı Başkanı Hayrettin Karaca, erozyon tehlikesini Türk insanının zihnine yerleştirdi, kamuoyuna maletti. Erozyonla mücadeleyi, kurtuluş savaşına benzetti. Bu savaşın, ikinci milli mücadele ile kazanılabileceğini söylüyor. TEMA Vakfı, daha kuruluşunda TÜRKİYE’nin üç önemli gücünü arkasına aldı. İşadamları, askerler ve basın mensupları. Bunlara ziraatçi ve ormancılar da eklenince erozyonla mücadelede önemli bir adım atılmış oldu. Birlikte bazı örnek projeler geliştirilerek uygulanmaya kondu. Bunlardan başarılı bir tanesi: Şahsuvar Projesi’dir.
KEBAN Baraj Gölü’nün kıyısındaki Şahsuvar havzasında erozyonla mücadele çalışması Türkiye için bir model oluşturacak nitelikte. Orman Başmühendisi Faruk Köksal, bu projeyi haklı bir gururla anlatıyor: “Asıl gaye, erozyon kontrolünü sağlamak. Ancak bu işi yaparken köylünün katılması ve kalkındırılması da benimsendi. Dört köyü kapsayan şahsuvar bölgesi projesi, 1990 yılında başlatılıp 1995 yılı sonuna kadar 821 hektar alan ağaçlandırıldı. Mera ıslah çalışmaları da 650 hektarı geçti. Tepeleri ormana dönüştürmek için teraslanıp akasya, meşe, sedir ve karaçam dikilirken, etekler badem, ceviz ve kayısı ağaçlarıyla donatıldı. Sabırlı, zahmetli ve uzun vadeli bir çalışma sonucunda erozyon tehlikesi ortadan kalktı. Bölge halkı toprağı ekip biçmeye, hatta yeşilin ve çiçeğin artması sonucu arıcılığa bile başladı. Göç, durma noktasına geldi.”
Yarın, TOKAT’taki erozyon konusuna bakacağız.
Hoşça kalın…
9 TEMMUZ – TOKAT GAZETESİ