FIKRALARDAN ESİNTİLER

FIKRALARDAN ESİNTİLER

FIKRALARDAN ESİNTİLER

Atatürk, bir akşam davet ettiği 8-10 kişiye köşkün bahçesinde yemek veriyor. Yemek yendikten sonra Atatürk, postasını çağırıp “Oğlum, bize kahve getir” demiş. Misafirlere de “kahvelerinizi nasıl içiyorsanız söyleyin” diye sorunca her biri bir şey söylemiş. Kimi sade, kimi az şekerli, kimisi de ortaşekerli olsun demiş.
Posta eri hemen oradan ayrılıp 5-10 dakika sonra elinde kahve tepsisiyle geri dönmüş. Kahveleri dağıtınca Atatürk merakla sormuş: “Bakıyorum hiç şaşırmadan dağıttın, nasıl aklında tuttun?” Posta: “Paşam, senin sade kahveni aynen getirdim. Öbürlerini s…tiret” demiş.
Atatürk’ün postası haklı. Herkesin keyfine göre değil, görev bilinciyle hareket etmiş.
Temel Reis, kendisine yeni bir otomobil satın almış. Bir sigorta şirketinin elemanı Temel’i bulup otomobilini yangına karşı sigorta etmiş. Sonra da demiş ki: “biraz daha para verirseniz arabanızı hırsızlığa karşıda da sigorta ederiz.” Temel Reis düşünmüş, şöyle demiş: Daha para dökmeye gerek yok. Yanmış arabayı kim çalacak?”
Enflasyon mağduru vatandaşın da artık kimseden korkusu ve eyvallahı kalmadı… Çünkü soyulmadık bir postu kaldı!.


– Merhaba nasılsın?
– İyiyim, ya sen?
– Yahu bizim iyi demeye hakkımız var mı?
– Niyeymiş o?
– Niye olacak. Önce devlet ve hükümet büyüklerimiz iyi olacaklar, sonra Milletvekillerimiz… Enflasyon zenginleri… Bunlar iyiyim deme hakkına sahiptir. Sen sabit gelirli bir vatandaşsın. “Senin iyi olma hakkın yok!”
– Valla doğru söylüyorsun…
*Biz yine de, fıkraya aldırmadan; “Allah’a şükür iyiyiz” diyelim. İyimserliğin yerini karamsarlık; umudun yerini umutsuzluk almasın…

27 MAYIS – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir