“GAZİ OSMAN PAŞA VE DÖNEMİ SEMPOZYUMU”NDAN NOTLAR (2)

“GAZİ OSMAN PAŞA VE DÖNEMİ SEMPOZYUMU”NDAN NOTLAR (2)

“GAZİ OSMAN PAŞA VE DÖNEMİ SEMPOZYUMU”NDAN NOTLAR (2)

Prof. Kuran’ı ikinci konuşmacı diye geçtiysem de, bunu düzeltiyorum; kendisi üçüncü konuşmacıydı. Açılış günü programda son dakika değişikliği yapılmış. Musa Günay tarafından Gazi Osman Paşa’nın hayatı konusunda bilgi verilmişti. Bu bilgiler biraz bölük-pörçüktü; çünkü, G.O.P. hakkında yazılmış esaslı bir biyografi elde yoktu. O’nun yaşam öyküsü herhalde ciddi bir araştırma konusu olmalı ve geniş içerikli bir kitap halinde yayımlanmalıydı şimdiye dek.
Prof. Dr. Bayram Kodaman 1. Oturumun 4. Konuşmacısı olarak kürsüye geldi. Prof. Kodaman “Avrupa’nın Türkiye’ye Bakışı” konusunu işledi. Bunu iki devir olarak sunarken iki devir arasındaki tarihi 1683 (2. Viyana Kuşatması) kesitiyle belirlendi. Birinci devir (1300-1683), ikinci deviri (1683-1918) tarih kesitleriyle belirlerken, 1. devirde Avrupa’nın bakışını lehte, 2. devirde aleyhte olduğunu öne sürdü.
Birinci devirde Türk Osmanlı Devleti Batı’nın üzerine gidiyordu. Osmanlı Devleti, coğrafyası, nüfusu, ekonomisi, ilim ve tekniği ve müsbet kamuoyu gibi sağlam temeller üzerinde genişliyor. “Türk” Batı için korku ve hayranlık kaynağı oluyordu. Osmanlı, Avrupa’da itibarlıydı, kudretli ve ihtişamlı bir imaj veriyordu. O devirde Avrupa, feodal yapısıyla bir yandan derebeylik sultası, Papa ve Kilise baskılarıyla da dinsel bağnazlığın egemenliğinde bunalım içindeydi. Ancak, 1683’den son 18 yy. da akılcı düşünceyi temel yapan Avrupa, bilim, sanat ve özgürlük yolunda dinamik bir atılım gösterdi. Akıl ve bilim temeli üzerinde yeni değerler yaratmaya başladı. Evrensel nitelik kazandı.
Türk – Osmanlı imajı olumsuz yönde yavaş yavaş değişmeye başladı. Yenik düşen, içine kapanık, yerinde sayan bir toplum ve devlet görünümü alıyor, sadece bir farklı kültür toplumu niteliğiyle Şarkiyatçıların konusu oluyordu. Osmanlı da bu imajı kabul eder olduğundan, 1839 tarihinde Gülhane Hatlı Hümayunu ve 1856 tarihinde Islahat Fermanı’yla bir teslimiyet politikasının güdümüne giriyordu. Öyle ki, Batı’yı taklit anlamında yenileşme hareketleri de Avrupa’da bir bakıma alay ve aşağılama konusu olmuştu.

13 EYLÜL – SESİMİZ GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir