HABERLERDEN ESİNTİLER
“Alınan karara göre, 18 NİSAN 1999’da yapılacak Milletvekili seçimlerinde oy kullanmayan seçmenlere 5 milyon lira para cezası kesilecek.”
Bunun bir anlamı şu:
Bedava Sandık figüranlığı yapmazsan, 5 milyon ödemeye hazır ol! Bu figüranlığı seçmen kaç zamandır yapıyor zaten. Bu kez de seçmenlerin onda dokuzunu caydıracak bir ceza ile “figüranlığa devam!” deniyor.
Siyasiler şöyle düşünüyorlar herhalde;
Biz bu para cezasını koymazsak, seçime katılım oranı belki %50, belki %40 olacak.
Peki vatandaş niye Sandık başına gitmesin? Pek bir şeyin değişmeyeceğini biliyor da onun için… Dolayısıyla %50 veya daha düşük bir katılımla oluşacak Meclis’in meşruiyeti tartışılır; çok büyük çapta ‘parlamento dışı muhalefet’ ortaya çıkar.
Siyasi oligarşi, bu riski göze almak istemiyor.
‘Seçmenlere 5 milyonluk ceza tehdidi’nin altında yatan bir başka niyet ise galiba şöyle:
“Siz bizi ister beğenin, ister beğenmeyin, biz kendimizi size zorla onaylatırız!”
“10 katrilyon faize gidecek. Maliye Bakanı Zekeriya TEMİZEL ‘TÜRKİYE iç borç batağında. 1999 bütçesi 21 katrilyon olacak. Bunun yarısı faiz ödemelerine gidecek. Kımıldayacak halde değiliz’ dedi.”
Maliye Bakanı resmen itiraf ediyor:
“Batmış durumdayız!”
Maliye Bakanı dış borçları unutmuş olamaz; bütçeyle ilgili konuşmuş ve vergi reformunu savunmuş iç bataktan kurtulabilmek için.
“Dış Batak” ise 80 milyar dolarlık bir bataklık. Bu bataktan kurtulmak ise bu siyasilerle mümkün değil. Bu zaten onların faturası… Türkiye’yi 30 yıldır yönetenlerin faturası…
3 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ