HABERLER’DEN ESİNTİLER
Milli Eğitim Şurasında alınan kararları eleştiren Prof. Atalay Yörükoğlu şunları söyledi:
“Örneğin uygulamalı din dersi olayı öğrenciler açısından son derece büyük sorunlar doğurur. Zaten Anayasa’ya da aykırıdır. Anayasa’da din eğitiminden söz ediliyor: bizde ise din eğitimi değil, İslami eğitim yapılıyor. Buna bir de uygulamalı eğitim eklenirse çocuklar büyük ruhsal sıkıntı içine düşerler.”
İşte size kocaman bir gaf!… Bu zırvaları hangi hikmete binaen söylediğini sayın profesöre sorsanız, belki de hemen peşpeşe sıralar: Laiklik, İlericilik, Atatürkçülük, batıcılık… filan gibi. Siz de hangisine cevap vereceğinizi şaşırırsınız.
Mesela deseniz ki arkadaş! sizin “Batıcılık” dediğiniz bu işe Batı’da din eğitimi, aksine Kilise’den geçer, karşınıza her yerde “Haç” çıkar. Yani sen, “Bizim çocuklarımız İslami eğitimi İslami ibadeti öğrenmesinler mi?” demek istiyorsun… Evet öyle demek istiyor. Kendisi de bir ruh hekimi, olarak din dersine bir de uygulamalı eğitim, yani ibadet eğitimi eklenirse, çocukların ruhsal sıkıntıya düşeceğinden kaygılanıp sızlanıyor.
Bizim birçok aydının dramıdır bu: “İslam”ı bilmeden “İslam”a ters bakış.. Batı’da Hristiyanlık inancı ve ideali, Batı toplumlarının sosyal yaşayışlarından ülke politikasına, çocuklarının eğitiminden yetişkinlerin dünya görüşüne kadar etkin bir güç olarak görünür de, orada hiçbir profesör çıkıp bundan kaygılanamaz, kaygılanmak aklının ucundan bile geçmez. Bizim profesör ise, dini eğitime pek değilse de, bilhassa din dersinin İslami tarafına karşı. Şu mantığa bakın!
Yani siz, Müslüman bir milletin yaşadığı, nüfusunun %99’unun kâğıdında (dini-islam) yazan bir ülkenin çocuklarına din dersi verirken İslami değil de, Hıristiyanlığı mı öğreteceksiniz?
Çocuklar büyük ruhsal sıkıntı içine düşermiş! Günümüzün ruh hekimliği, birçok hastasını dini telkin ve ibadetle tedavi metodunu uygularken, bizim ruh hekimi de tam tersini söylüyor. Ne garip tecelli ya Rab!.
10 AĞUSTOS – SESİMİZ GAZETESİ