İKİ OLAY

İKİ OLAY

İKİ OLAY

BİRİNCİ OLAY:
6 TEMMUZ 1998 TOKAT-ALMUS girişinde bir özel otomobil bir ticari taksi ile kafa kafaya çarpışıyor. Her iki arabanın da sürücüleri ölüyor ve tüm yolcular (11 kişi) yaralanıyor. Ölen sürücülerden biri polis memuru Yüksel Eryılmaz. Arabasında bulunan 8 kişi, kendi ailesi ve akrabası. Azami 5 kişilik arabaya 9 kişi binmiş. Kazaya açık bir davetiye, kaza yapan her iki arabanın sürücülerinden kaynaklanan hata paylarını bilmemekle beraber; ‘-Neden 9 kişi?’ sorusu da ilk etapta akla gelmiş oluyor.
Trafik kazaları dur-durak bilmiyor. Kafa kafaya çarpışmak ise yollarımızda sıkça rastlanan bir kaza türüdür. Bu kaza türü, sürücü hatalarının daha belirgin olduğu bir durumdur.
Bu da herhalde olaylardan pek ders çıkarmadığımız gibi, ‘bize bir şey olmaz’ adamsendeciliğinin tipik bir örneği olmaktadır.
İKİNCİ OLAY:
Birinci olayda hayatını kaybeden polis memuru Yüksel ERYILMAZ’ın cenazesine katılmak üzere ORDU-ÜNYE’den TOKAT’a gelmek isteyen Mustafa ERYILMAZ teröristler tarafından vurularak öldürüyor.
Mustafa ERYILMAZ’ın özelliği, ÜNYE CEZAEVİ İkinci Müdürü olmasıdır. Amcası oğlu Y.ERYILMAZ’ın cenazesine yetişmek için, eşi ve kızı yanında olduğu halde özel otomobili ile yola çıkmış. AKKUŞ-NİKSAR arasındaki Özdemir Köyü mevkiinde, ilk bilgilere göre, asker elbiseli ile tabii ki silahlı, P.K.K’lı 9 terörist yol kesiyor. Akkuş Özler Turizm’e ait bir otobüs ve peşinden gelen birkaç araba durduruluyor. Yolcular indirilip kimlik kontrolü yapılıyor. Sanırsınız ki Devlet’in jandarması yolcular arasında terörist veya bir kanun kaçağını arıyor.
Hayır! Olay bunun tam tersidir. Eşkıya, öldürünce ses getirecek bir adam arıyor! Önce, bir araya topladıkları yolculara örgüt propagandası yapıyorlar. Ardından otobüsü ateşe veriyorlar. Ve daha sonra da Mustafa Eryılmaz’ı oradan 200 metre kadar uzağa götürüp, eşinin ve kızının gözleri önünde kurşuna diziyorlar.
Bu dehşet verici olay da, P.K.K’nın yıllar yılı yaptığı buna benzer eylemlerden bir tanesidir. Üç gün sonra bu da unutulacak. Ve yine maalesef ‘ölen ölür, kalan sağlar bizimdir’ vurdumduymazlığı hüküm sürecek.
Hani P.K.K.’nın beli kırılmıştı? Hani P.K.K tükenmişti? Evet, kabul ediyoruz; dış destekli bir terör örgütü ile mücadele etmek, kolay bir savaş değildir. Bil’akis çok zor bir savaştır, çok yönlü ve çok boyutludur. Bizim vurgulamak istediğimiz, verilen resmi demeçlerle cereyan eden olaylar arasındaki çelişkilidir.
Bu noktadan hareketle de ‘nerede hata yapıyorlar?’ sorusunu gündeme getirmektir. Acaba stratejik anlamda bir takım hatalar mı yapılmaktadır? Ya da daha etkin olabilecek yeni stratejiler mi geliştirilemiyor? Bir husus, ayrı bir araştırma ve inceleme konusudur.
Evet, bu olay da kısa zamanda unutulacak. Bu arada sormak istediğimiz başka bir şey şudur: İnsan hakları sorununu, sadece Devlet güvenlik güçlerinin görev sırasındaki eylemlerine yönelten bazı sivil örgütler var. Bugün kü dünyamızda “İnsan hakları” evrensel bir boyut kazanmıştır. Hukuk dışı hareket eden bir Devlet gücü var ise, elbette sorgulansın. Bu tamam da, terörist eylemler, ‘insan hakları açısından’ sorgulanmasın mı? Onlar zaten terörist diye es mi geçilsin? Bir kamu görevlisini veya herhangi bir insanı, arabasından indirip çoluk-çocuğunun gözleri önünde sorgusuz-sualsiz bir kurşuna dizmekten daha vahşi ve daha haksız bir ‘insan hakları ihlali’ olur mu? O bazı insan hakları örgütlerinin maalesef henüz, bırakın terörizmi sorgulamayı, teröristleri kınadıklarını bile duymadık.
Barış ve kardeşlik böyle mi kurulacak?
……..
Hoşça kalın…

10 TEMMUZ TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir