İNSAF DİNİN YARISIDIR
Susurluk’taki kazadan sonra Türkiye’de herşey değişmiş öyle ki artık başka bir Türkiye olacakmış.
Bir kısım tekelci sermayenin emrindeki kartelci Medya’da, kıyasıya sorgulanmak istenen devletin güvenlik örgütlerine karşı bir kampanya açılışına benziyor. Bazı sorumsuz siyasiler de buna destek veriyor. Türkiye’nin adeta bir harp halinde olduğu unutularak, daha doğrusu unutturulmak istenerek.
Kimbilir, günlerdir papağan gibi tekrarlandıkları “Türkiye değişecek” lafının arkasında yatan gizli niyet nedir? İkiye, hatta üçe, beşe bölünmüş federatif bir Türkiye mi yoksa? Hani emperyalist Batı’nın talep ve niyetleri böyle bir Türkiye de onun için sorduk.
Peki Türkiye bu kadar hassas ve sancılı bir durumdayken, Muhalefet’in bilhassa ANAP’ın tutumuna ne demeli? REFAHYOL Hükümeti işbaşına geçeli daha 6 ay bile olmadı, 6 ayda ülkenin bütün sorunlarını halletmesini bekliyoruz. Olmayacak duaya amin demek ve Hükümet’e alabildiğine yüklenmek doğru mudur?
Sonra farzedin ki bu Hükümet düştü. Yerine kim, neyi, nasıl kuracak? Bundan önce birçok formül yoklandı veya denendi, olmadıydı. ANASOL ve ANAREFAH gibi formüller arandı, tutmadı. ANAYOL Hükümeti kuruldu, 3 ay sonra bozuldu. Son alternatif olarak bugünkü DYP-RP koalisyonu, yani REFAHYOL kuruldu. Bırakın götürsün işi.
Susurluk’taki kazanın üstüne mal bulmuş mağribi gibi giderek, faturayı devlete uzatıp, üstü örtülü savaş halindeki, meşru müdafaa yapan T.C. Devletine bunu ödeyeceksin demek, bu yetmezmiş gibi işbaşındaki Hükümeti de devirip ülkeyi hükümetsiz de bırakarak kaosa sürüklemek, akıl izan ve yurtseverlikle ne derece bağdaşabilir? İnsaf dini yarısıdır. Eleştirin fakat insafı elden bırakmayın.
Hoşça kalın…
19 ARALIK – TOKAT GAZETESİ