İNSAN HAKLARI VE KOMPLO TEORİSİ

İNSAN HAKLARI VE KOMPLO TEORİSİ

İNSAN HAKLARI VE KOMPLO TEORİSİ

TARİH boyunca büyük savaşlar yaşanmıştır. Yeryüzünde savaşın acılarını çekmemiş bir toplum veya millet belki de yoktur. Haklı veya haksız, yerli veya yersiz bütün savaşlarda insanlar tek tek veya topluca maddi ve manevi yıkıma uğramıştır. Çok büyük yıkımlara neden olan İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra BM Teşkilatı kurulmuştur. Bu teşkilatı, 10 ARALIK 1948 tarihinde, “İNSAN HAKLARI EVRENSEL BİLDİRİSİ” adıyla 30 maddelik bir bildiri yayınlanmıştır. Bildirinin birkaç maddesi şöyledir:
*Özgür yaşamak herkesin hakkıdır.
*Bütün insanlar şeref ve haklar bakımından eşittir.
*Hiç kimse kulluk ve kölelik altında tutulamaz.
*Bütün insanlar ırk, dil, din, renk, cinsiyet, siyasi yahut başka bir görüşten dolayı farklı tutulamaz.
*Kanun önünde herkes eşittir.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye bütün ülkeler, bu Bildiriyi kabul etmiş sayılır. Bu nedenle ülkeler bildirinin maddelerini uygulamakla yükümlüdür.
Bilindiği gibi, 10 ARALIK gününü içine alan hafta, “İNSAN HAKLARI HAFTASI” olarak ülkemizde ve Dünyada her yıl kutlanmaktadır.
Kutlanıyor da ne oluyor? Dünyaya huzur ve barış mı geliyor? Her tarafta barış çiçekleri mi açıyor? Yooo, ne gezer? Bil’akis dünyanın birçok ülkesinde acı, ızdırap ve gözyaşı bir kader gibi yaşanıyor.
İkinci Dünya Savaşından sonra insanlık ebedi barış umuyordu. Oysa ki hiç de böyle olmadı. Umutlar çöldeki serap olmuştu. Dünyanın her yerinde bilhassa Ortadoğu, Kafkasya, Afrika ve Asya’nın birçok ülkelerinde, son olarak eski Yugoslavya’nın Bosna-Hersek bölgesinde, Azerbaycan, Çeçenistan ve Afganistan’da ülkeler birbirleriyle veya toplumlararası iç savaş halinde kan dökülüyordu. Aynı ideallere bağlı gibi gözüken devletler, birbirinin kuyusunu kazmaktan da geri durmuyordu. Çıkar çatışmaları öylesine güçlü oluyordu ki komplo senaryoları da bir bir sahneye konuyordu.
Bir komplo senaryosu da yıllardır bizim ülkede oynanmaktadır. Bölücü terör örgütü bu senaryoda maşa rolü oynamaktadır. Saldırı, çok yönlü bir şekilde hem sıcak, hem soğuk savaş şekillerinde uygulanmaktadır. Türkiye’nin başına bela olan terörün, hiç de öyle üç-beş çapulcunun işi olmadığı çoktan beri belli olmuştu. Olmuştu ya devleti yönetenler, hükümetler (siyasi iktidarlar) bu meseleyi pek de ciddiye almadılar, hatta işi biraz da oluruna bıraktılar.
Neticede bugünkü noktaya gelindi. Her türlü şiddet ve terör ülkemizi âdeta bir kanser gibi sarmaktadır. Trafik anarşisi de bölücü terör gibi dehşet saçmaktadır. Alt yapısı, eğitimi, denetimi noksan olan bir ülkede olacağı budur. Doğru- dürüst gazete, dergi, kitap okumayan insanların ülkesinde olacağı buydu zaten. Şahsi menfaatlerini, dünyalık edinmeyi, mevki-makam ve şöhreti, lüks yaşamı, Mercedes araba saltanatını siyasetle karıştırmanın sonu buydu…
Bıçak kemiğe dayanmıştır. Türkiye Cumhuriyet Devleti çok ciddi bir tehdit altındadır. Tehdit ve tehlike dış merkezlidir. Ülkemize yöneltilen komplonun mahiyeti lif lif çözülmelidir.
Hoşça kalın…

2 KASIM – TOKAT GAZETESİ

administrator

    Related Articles

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir