By KENTSEL DÜŞÜNCELER (5)
Toz ve çamurla medeniyet bağdaşık olamayacağına göre, cadde ve sokakları yazın toza, kışın çamura belenen kentlerde, eski medeniyetlerin kalıntıları üzerinden yeni bir uygarlığın yeşertilmesinin pek de kolay olmayacağını ciddiye alınmıyorsa;
Yazın toza, kışın çamura teslim olan bir kentte, genel temizlik işlerinin de aksayacağı, yerlere çöp atılmasını caydıracak bir ortam oluşmayacağı; toz ve çamurdan kurtulmanın ise öncelikle, kentin bütün yollarının asfalt veya parke taş ile döşenmesi, yeşil kuşakla çevrilmesi ve her köşesinin oya gibi işlenmesinden geçeceği düşünülmüş olsa bile, uygulamaya gereken hız verilememişse;
Bir siyasi parti miting yapacak ve genel başkanı gelecek diye reklam etmek için hoparlörlü parti arabasıyla partizanların birkaç gün boyunca kent caddelerini turlayıp bağırtı-cayırtı yapmaları bir marifetmiş gibi, bunun partiler arasında bir yarış haline gelmesi hoş karşılanıyorsa;
Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na göre bir mantar tabancasının patlatılmasının bile yasak olduğu miting meydanında, bir siyasi partinin genel başkan adayı şerefine top atışları yapıldığı halde, buna resmen müdahale edilmeyişine, rakip partilerce sorgulanmayışına ve kamuoyunun tepkisiz kalışına bir anlam verilemiyorsa;
Şehrin göbeğinde, anıt-yapı özelliği olan tarihi bir caminin bir cephesi işportacılar, başka bir cephesi arabaların işgaline terk edilmesi, gerek ilgili makamlar gerekse cami cemaati nazarında olağan görülüyorsa;
120 bin nüfuslu kent, bir ‘kültür sitesine’ne nihayet kavuşmuş olsa da henüz, her gece perdelerini açan bir ‘tiyatro’ya ve çeşitli güzel sanat ürünlerinin sergileneceği bir ‘sanat galerisi’ne sahip değilse;
Ve bütün bu saydıklarımız ve bunlara eklenebilecek başka sorunlar yalnız yaşadığımız kentte değil, biraz farklı boyutlarda ve sayıda hemen hemen bütün kentlerimizde az veya çok görülmekte ise, külahımızı önümüze koyup; BELEDİYE’lerin yetki ve sorumlulukları, güçlü mali kaynakları kaliteli yönetici, uzman ve kalifiye teknik personele nasıl sahip olunacağı; vatandaş olarak da kentli olmanın bedeli ve kentte yaşamanın sorumlulukları üzerinde iyice bir düşünüp taşınmamız, kaçınılmaz bir gereklilik ve hepimize düşen bir görev olmaktadır.
Hoşça kalın…
13 AĞUSTOS TOKAT GAZETESİ
