KISSADAN HİSSELER
YATAĞININ CEZASI
Şam civarında bir kimse yaşıyordu. Öyle sıradan bir kimse değildi. Her hafta bir camide minbere çıkan Şam Valisi idi. Verdiği hutbelerde cihad çağrıları, bilhassa Hak velisi Ali bin Ebu Talib’e düşmanlık yapardı.
Halk korktuğu için dinlerdi hutbesini. Kimseler sevmezdi kendisini. Yine bir Cuma idi günlerden. Hak dostu bir kişi girdi Camiye. İlerleyip oturdu minberin tam dibine. Ve namaza başlandı, sünnetler oldu tamam. Sonra da hutbe için, minbere çıktı aynı imam.
Hutbenin arasında etti çok çirkin laflar. Ve Hazret-i Aliye yaptı çok iftiralar. Hak dostu kişi ara uyumuş hutbenin arasında. Hatta görmüş kendisini, Resul-ü ekremin bahçesinde. Mübarek bahçeye bakıyorken, birden o ulu önder çıktı kabrinden. Ve Hak dostuna dedi ki, “Seni hiç üzmüyor mu, bu adamın sözleri?”
“Ya Resullallah, üzülüyorum ama,
Elimde bir gücüm yok mani olmama.”
O zaman buyurdu ki: “Gözlerini aç da bak. Hak Teala birazdan ne yapacak o zalime!” Ve gözlerimi açıp baktım ki, Vali yine devam ediyor, o fena sözlerine.
Velâkin biraz sonra, baktım ki birden, zalim kişi yuvarlandı minberden. Ve hatta o düşmekle ölüp gitti anında, ve buldu yaptığının cezasını sonunda.
Kıssadan Hisse
Bugün keşke böyle bir menkıbeyi almasaydık buraya. Ne çare ki alıyoruz hem de yüzyıllar sonra. Değişen bir şey yoksa neye yarar ki bunca çaba? Etmeyin siz yine de tasa. Boşa gitmez evrende hakça söylenmiş hiçbir söz. Yavaştan da olsa, eritir riya ve yalanı güneş misali öz.
Hoşça kalın..
2 OCAK – TOKAT GAZETESİ

